8. İstanbul Ekonomi Zirvesi, ikinci gününde dünya genelinden iş dünyası liderleri, akademisyenler, bürokratlar ve sektör temsilcilerini bir araya getirerek yoğun tartışmalara sahne oldu.
İkinci günün açılışında Dünya Bankası Kıdemli Ekonomisti Sibel Kulaksız, yapay zekanın ekonomiler üzerindeki etkisine dikkat çekti. Kulaksız, etkinlikte özel sektör liderleri ve akademisyenlerin tavsiyelerinin, zirvenin sonunda tüm kesimlere ulaşarak uygulanacağını belirtti. Bu kararların hem kamu hem özel sektör için kritik önem taşıdığını ifade eden Kulaksız, ekledi: “Büyük bir ekonomik transformasyondan geçiyoruz. Dijital ekonominin yükselişi ile yapay zeka öne çıkıyor. Dünya Bankası'nda yapay zeka ile ilgili yeni bir departman kurduk; bu alanda hem IT uzmanları hem de ekonomistler olarak birlikte çalışıyoruz. Bu bağlamda sadece teknolojiyi yakalamak yetmiyor, onun önüne geçmemiz gerekiyor. Eğer yüksek gelir grubu ülkesi olmak istiyorsak bu konu çok kritik.”
“Rekabetin Yeni Kuralları: Yapay Zeka ile Veri Odaklı Kararlar” başlıklı bölümde konuşan TAZI.AI Kurucu Ortağı Prof. Dr. Zehra Çataltepe, şirketin Türkiye menşeli olduğunu ve kıtalar arası büyüme sağladığını belirtti. Özellikle finans sektöründeki yapay zeka uygulamalarına dikkat çeken Çataltepe, “Yapay zekayı kullanmanın en büyük avantajlarından biri maliyet tasarrufu” dedi.
Çataltepe, konuşmasında yapay zekanın güvenliğinin ve mahremiyetinin önemine vurgu yaparak, sistemlerin hızlı adapte olabilmesi gerektiğini belirtti. “Eğer bir yapay zeka sistemi istenen işlevi zamanında yerine getiremiyorsa, bu işinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Etkili bir yapay zeka modeli geliştirmek için düzenli olarak market ve müşteri değişimlerini takip etmemiz gerekiyor,” şeklinde konuştu.
2025 yılına ilişkin yapay zeka trendlerini de ele alan Çataltepe, yapay zeka kullanmamanın bir lüks olmadığını vurgulayarak, “Yapay zekayı anlamak zorundayız; veri analitiği olmadan yapay zeka geliştirmek çok zordur” ifadelerini kullandı. Ayrıca güvenilir yapay zeka sisteminin önemine dikkat çeken Çataltepe, bu sistemlerin yalnızca erkekler tarafından yönetilmesinin her kesime hitap edemeyeceğini dile getirdi.