Dünya genelinde altın fiyatları, çeşitli faktörlerin etkisi altında rekor seviyelere ulaşmaya devam ediyor. Son dönemdeki en belirgin etkenlerden biri, Çin ve diğer merkez bankalarının altın alımlarını artırmasıyla birlikte küresel talebin yükselmesidir. Bu, altın fiyatlarını olumlu yönde etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak, en dikkat çekici artışlardan biri, İsrail ile İran arasındaki gerginliğin tırmanmasıyla görülüyor. Bu tansiyonun, bölgesel çatışma riskini artırmasıyla birlikte yatırımcıların güvenli liman arayışına girmesi altın talebini artırıyor ve fiyatları yukarı çekiyor. Ons başına altın fiyatı, İsrail ve İran arasındaki gerilimin çatışmaya dönüşme olasılığıyla birlikte 2,420 dolara çıkarak yeni bir rekor kırıyor.
Bununla birlikte, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmaların devam etmesi de küresel belirsizliği artırıyor ve yatırımcıları güvenli varlık olarak kabul edilen altına yönlendiriyor. Dolayısıyla, bu tür jeopolitik gerginlikler altın fiyatlarını destekleyen önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Bunun yanı sıra, Fed'in faiz indirimi beklentileri de altın piyasasını etkiliyor. Yatırımcılar, Fed'in faiz indirimi yapacağı beklentisiyle altına yöneliyor, çünkü düşük faiz ortamı genellikle altının cazibesini artırır.
Uzmanlar, mevcut koşullar altında altın fiyatlarının sürekli yeni zirvelere ulaşabileceğini ve kısa vadede gram altının 3,000 ile 3,500 lira arasında, ons altının ise 2,500 dolar civarında seviyeleri test edebileceğini öngörüyorlar.
Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, altın yatırımcılar için hem enflasyondan korunma hem de jeopolitik risklerden kaçınma amacıyla tercih edilen bir varlık olarak öne çıkıyor. Altın, yatırım portföylerindeki yerini güçlendirerek, yatırımcıların çeşitlendirme stratejilerinde önemli bir rol oynuyor.
NOT: YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR.