Küresel Temiz Enerji Teknolojileri Pazarı 2035'te 2 Trilyon Dolara Ulaşacak
Küresel temiz enerji teknolojileri pazarının mevcut 700 milyar dolar seviyesinden hızla artarak 2035'te 2 trilyon doları aşması bekleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) 2024 Enerji Teknoloji Perspektifleri (ETP 2024) raporuna göre, bu büyüme, dünya genelinde enerji dönüşümünün hızlanması ile mümkün olacak.
Pazarın Büyüme Tahminleri
Dünyada güneş, rüzgar enerjisi, elektrikli araçlar, bataryalar ve ısı pompaları gibi temiz enerji teknolojilerinin pazar büyüklüğü 700 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Enerji dönüşümünün hız kazanmasıyla, bu rakamın 2035'te 2 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor; bu da dünya ham petrol pazarının son yıllardaki büyüklüğüne yakın bir seviyeye denk geliyor.
Ticaret Büyümesi ve Fırsatlar
Küresel temiz enerji teknolojileri ticaretinin de önümüzdeki 10 yıl içinde üç katına çıkarak 570 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu pazar büyüklüğü, bugünkü küresel doğal gaz ticaretinden %50 daha fazla olacak.
Politik ve Ekonomik Etkiler
IEA'ya göre, temiz enerji teknolojilerinin benimsenmesi; bu teknolojileri üretmek ve ticaretini yapmak isteyen ülkeler için büyük fırsatlar sunarken, aynı zamanda hükümetler için zorlayıcı politikalar ve kararları da beraberinde getiriyor. Küresel temiz enerji teknolojileri pazarındaki büyüme, ülkelerin enerji güvenliğini artırma, ekonomik üstünlük sağlama ve emisyonları azaltma çabalarıyla destekleniyor. Bu doğrultuda, özellikle Çin, Avrupa Birliği (AB), ABD ve artan bir şekilde Hindistan ön planda yer alıyor.
Çin'in Dominasyonu
Mevcut politikalar çerçevesinde, Çin'in temiz enerji teknoloji ihracatının 2035'te 340 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor; bu rakam, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin toplam petrol ihracat gelirine eşdeğer. IEA Başkanı Fatih Birol, raporda yer alan değerlendirmesinde, temiz enerji teknolojileri pazarının önümüzdeki 10 yıl içinde hızla büyüyerek fosil yakıt pazarına yaklaşacağını belirtti. "Ülkeler yeni enerji ekonomisindeki rollerini tanımlarken, enerji, sanayi ve ticaret alanında derin bir entegrasyon yaşanıyor," dedi. Birol, ayrıca, bu dönüşümün ekonomik fırsatlar sunduğunu ancak hükümetlerin sürekli rekabet, inovasyon ve maliyet düşüşlerini teşvik eden politikalar geliştirmesi gerektiğini vurguladı.