ABD Başkanı Donald Trump, tarife politikalarıyla ilgili net bir plan açıklamamış olsa da, Meksika, Kanada ve Çin gibi ticaret partnerlerine yönelik tehditleri küresel ticaretteki gerilimleri artırıyor. 20 Ocak’ta göreve başlayan Trump, seçim kampanyasında vaat ettiği tarifelerde artışları ilk gününde uygulamaya koymadı.
Bu durum, ticaret savaşlarının ve enflasyonist baskıların artabileceği korkularıyla yatırımcılara kısa süreli bir rahatlama sundu ve piyasalardaki iyimser havayı destekledi. Ancak tarife politikalarının belirsizliği sürerken, Trump'ın Meksika, Kanada, Çin ve Avrupa Birliği'ne yönelik tarife tehditleri devam ediyor.
Trump’ın tarife tehditlerinin yalnızca ekonomik anlaşmazlıklardan değil, aynı zamanda yasa dışı göç ve uyuşturucu akışı gibi sosyal sorunlardan da kaynaklandığı dikkat çekiyor. Göreve gelmesinin ardından Trump, birçok alanda hızlı değişiklikler yapacağı mesajını verirken, ticaret sistemini gözden geçireceğini de vurguladı.
Trump, "Diğer ülkeleri zenginleştirmek için vatandaşlarımızı vergilendirmek yerine, vatandaşlarımızı zenginleştirmek için yabancı ülkelere tarife uygulayacağız." diyerek, haksız ticaret uygulamalarını araştırmak için federal kurumlara inceleme talimatı verdi. "Önce Amerika Ticaret Politikası" başlığıyla yayımladığı genelge ile, incelenmesi gereken haksız ticaret uygulamalarının ve döviz politikalarının 1 Nisan’a kadar tamamlanması gerektiğini belirtti.
Tarife artırımları için 1 Şubat tarihini işaret eden Trump, Meksika ve Kanada'nın yasa dışı göç ve fentanil kaçakçılığını durdurmamasından rahatsız olduğunu ifade etti. "Meksika ve Kanada için yüzde 25'lik bir tarife düşünüyoruz." diyerek bu ülkelerden gerçekleştirilen fentanil girişleri için yüzde 10 oranında gümrük vergisi uygulanacağını da duyurdu.
AB ve Rusya da Trump’ın tarifelerinden etkilenecek diğer hedefler arasında. Trump, AB’nin ticaret fazlasından rahatsızlık duyduğunu belirtirken, "Adaleti sağlamanın tek yolu bu." ifadesini kullandı. Rusya ile ilgili ise, "Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek üzere anlaşmaya varmazlarsa" ciddi yaptırımlar ve gümrük vergileri getirileceğini açıkça belirtti.
Ancak uzmanlar, Trump'ın planladığı tarifelerin ABD dahil, tüm ekonomilere zarar verebileceğini öngörüyor. Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü tarafından yayımlanan bir analize göre, tarifelerin büyümeyi yavaşlatarak enflasyonu artırabileceği öne sürülüyor. Ayrıca, bu durum Kanada ve Meksika'dan misilleme yapılma ihtimaliyle Kuzey Amerika'daki üretim hatlarını ve tedarik zincirlerini risk altına atabilir.
Sonuç olarak, Trump’ın tarifeleri bir müzakere taktiği mi yoksa kalıcı bir politika değişikliği mi olacak sorusu hâlâ yanıt bekliyor. USMCA serbest ticaret anlaşmasının gözden geçirilme tarihinin 2026’dan önceki bir tarihe çekilmesi halinde, bu tarifelerden kaçınılabileceği yönündeki tartışmalar da devam ediyor.
