E-4B Nightwatch, ABD Hava Kuvvetleri’nin hizmetindeki Boeing 747-200 uçaklarının, olası bir nükleer savaş durumunda askeri komuta ve kontrol merkezi olarak kullanılmak üzere donatılmış ve tasarlanmış oldukça üst düzey teknolojiye sahip versiyonudur. Bu uçaklar, ABD Başkanı, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’nın olası acil durumlarda güvenli şekilde görevini devam etmesine olanak tanıyacak şekilde geliştirildi.
E-4B Nightwatch’ın Özellikleri Nelerdir?
E-4B Nightwatch uçaklarının dış kaplaması olası bir nükleer saldırıdan zarar görmeyecek şekilde dizayn edilmiştir. Uçaklar, havada yakıt ikmali yapabilen ve tam bir hafta boyunca havada kalabilen bir yapıya sahiptir. Uçakların içinde, 112 kişilik bir mürettebatın yanı sıra, ABD liderlerinin ve üst düzey yetkililerin konaklayabileceği özel bölmeler, toplantı odaları, iletişim merkezleri ve tıbbi birimler bulunmaktadır. Uçaklar, dünyanın her yerindeki askeri birimlerle ve uydu sistemleriyle iletişim kurabilecek şekilde donatılmıştır. Uçakların üzerindeki büyük radom, yüksek frekanslı uydu antenini barındırmaktadır.
E-4B Nightwatch Neden ‘Kıyamet Günü’ Uçağı Olarak Adlandırılıyor?
E-4B Nightwatch uçakları, Soğuk Savaş döneminde, ABD’nin nükleer bir savaşta işlevini yitirmemesi için güvenli bir yer olacak şekilde tasarlandığı için ‘Kıyamet Günü’ uçağı olarak adlandırılmaya başlandı. Bu uçaklar, ABD Başkanı’nın Kuzey Amerika dışına yaptığı diplomatik seyahatlerde de başkanın uçağına eşlik etmesiyle ve acil bir durumda hazır olması için, Başkanın varış yerinin yakınındaki ikinci bir hava alanına konuşlanmasıyla biliniyor. Uçaklar, barış zamanlarında, örneğin doğal afetler sonrası yardım çalışmalarının koordine edilmesi için de kullanılabiliyor.
E-4B Nightwatch’ın Maliyeti Ne Kadardır?
E-4B Nightwatch uçakları, ABD Hava Kuvvetleri’nin envanterinde sadece dört adet bulunmaktadır. Bu uçakların her birinin maliyeti yaklaşık olarak 250 milyon dolardır. Uçakların bakım ve işletme maliyetleri ise yıllık olarak 160 milyon dolar civarındadır. ABD Hava Kuvvetleri, bu uçakları 2020 yılına kadar hizmette tutmayı planlamaktadır. Uçakların yerini alacak yeni bir platformun geliştirilmesi için ise henüz bir karar verilmemiştir.