Ağaçbaşı Turbalığı'nın Tarihi Geçmişi
Ağaçbaşı Turbalığı, Karadeniz bölgesinin tarihi ve ekolojik zenginliklerini barındırıyor. Dede Korkut ve Evliya Çelebi'nin eserlerinde bahsedilen bu alan, Sürmene-Bayburt kervan yolunun önemli bir parçası olarak biliniyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Coşkun Erüz, turbalığın 60 hektar alana yayıldığını, fakat bölgedeki 600 hektarlık alanın doğal sit alanı olarak tescil edildiğini ifade etti.
9-10 Bin Yıllık Tarih
Prof. Dr. Erüz, Ağaçbaşı Turbalığı'nın yaklaşık 9-10 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirtti. Bu alanda bulunan bitki ve hayvan kalıntıları, bölgedeki iklim değişimlerini ve doğal olayları gözler önüne seren bir ekolojik kütüphane işlevi görüyor.
Ekolojik ve Tarihsel Değer
Turbalığın ekolojik özellikleri, onu Doğu Karadeniz'in 9 bin yıllık ekolojik geçmişinin arşivi haline getiriyor. Ağaçbaşı ile Barma Yaylası arasında uzanan bu alan, tarihsel olarak da önemli bir güzergah. Prof. Dr. Erüz, Ağaçbaşı'nın içinde bulunan Roma dönemine ait yol kalıntılarının da arkeolojik olarak tescil edildiğini ifade etti.
Dede Korkut'un Uyarıları
Prof. Dr. Erüz, Dede Korkut'un eserlerinde Ağaçbaşı Turbalığı'na yönelik bir uyarısı olduğunu, Bamsı Beyrek karakterinin bu bölgeden geçerken dikkatli olması gerektiğini söyledi. "Yolu bulan geçer, bulamayan batar kalır," diye tanımlanan bu bataklık, tarihi metinlerde geçiyor.
Osmanlı Dönemindeki Önemi
Osmanlı döneminde de ticaret ve askeri amaçlarla kullanılan Ağaçbaşı, Osmanlı-Rus savaşında da önemli bir rol oynadı. Prof. Dr. Erüz, bu alanda 156 Osmanlı askerinin şehit düştüğünü ve hala mezarlarının bilindiğini belirtti.
Ağaçbaşı Turbalığı, tarihi ve ekolojik zenginlikleriyle, geçmişten günümüze ışık tutan bir alan olmaya devam ediyor.