Az Yağışlarla Müsilaj Artabilir
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü ve Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, yağışlardaki azalışın Karadeniz'den Marmara Denizi'ne gelen suyu olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Bu durum, özellikle Bostancı Sahili'nde görülen müsilaj oluşumunun ana sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Salihoğlu, kuraklık koşullarının sürdüğü takdirde müsilaj riskinin artabileceğine vurgu yaptı.
Marmara Denizi'nde Müsilaj Tehlikesi
Marmara Denizi'nde 2 hafta önce deniz yüzeyinin altında tespit edilen müsilajın, Kadıköy Bostancı Sahili'nde de gözlemlendiği bildirildi. Salihoğlu, Karadeniz’den gelen suyun seviyesinin düşük seyretmesinin Marmara Denizi'nin üst suyunda değişimi azalttığını ve bu durumun müsilaj oluşumuna zemin hazırladığına dikkat çekti.
Ciddi bir sorun olarak kirlilik ve oksijen eksikliğinin öne çıktığını ifade eden Salihoğlu, kirlilik girdilerinin yüksek seviyede devam ettiğini, bu sebeple müsilaj ve diğer ekstrem olayların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Kuraklığın Etkileri ve Olası Senaryolar
Kış dönemine rağmen yağışların az olduğunu kaydeden Salihoğlu, “Yağışlar az seyrettiği ve Boğaz'dan gelen jet akıntısı devam ettiği sürece müsilaj yüzeye çıkmaya devam edecek” dedi. Kuraklığın, Karadeniz’e giren suyun Marmara’daki değişimi üzerinde ciddi etkilere yol açtığını aktaran Salihoğlu, bu değişimlerin devam etmesi durumunda müsilajın görünürlüğünün artabileceğini sözlerine ekledi.
Kirlilikle Mücadele ve Gelecek Perspektifi
Kirliliğin azaltılmaması halinde artan kuraklık ve Marmara'nın üst suyundaki dolaşımın azalmasının, bu tür olayların olağan hale gelmesine neden olabileceği uyarısında bulunan Salihoğlu, Marmara’daki mevcut durumun kötüleştiğini vurguladı.
Denizlerin kirlilik konusunda alarm verdiğini belirten Salihoğlu, iklim değişikliği kaynaklı afetlerin artması ve Türkiye’nin bu durumdan en fazla etkilenen coğrafyalardan biri olduğunu vurguladı. Salihoğlu, “Oksijensiz bir Marmara'dan kurtulmak istiyoruz. Müsilajsız ve oksijen seviyesi yüksek bir Marmara hedefliyoruz” öğüdünde bulundu.
Son olarak, toplumsal bir bilinç ve entegre bir yaklaşım ile atık su deşarjlarının arıtmadan geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, doğal ekosistemlerin korunmasının önemini vurguladı.