İsrailli Bakan Ben-Gvir Mescid-i Aksa'ya Baskın Düzenledi
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sabah saatlerinde İsrail polisi eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Ben-Gvir'in göreve gelmesinden bu yana İsrail polisinin koruması altında 4'üncü kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini ifade etti. Bu baskın sırasında Ben-Gvir'in caminin avlusunda "provokatif bir şekilde tur attığı" bildirildi.
İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, Mescid-i Aksa'ya ilişkin bir "statüko değişikliğinin olmadığı" vurgulandı. Ben-Gvir, göreve gelişinden sadece birkaç gün sonra 3 Ocak 2023'te Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek, bu alana giren görevdeki ilk İsrailli Bakan olmuştu.
Aşırı Sağcı Bakanın Tartışmalı Geçmişi
Aşırı sağcı Ben-Gvir, İsrail'de yasaklanan Yahudi üstünlükçü terör örgütü Kah hareketinin bir üyesi olarak tanınıyor. Bakanlık görevi süresince Filistinlilere karşı sergilediği şahin söylem ve eylemlerle dikkat çekiyor. Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesi ve burada İsrail'in egemenlik kurması gerektiği yönündeki açıklamaları ise tartışmaları artırıyor.
Mescid-i Aksa’nın Statüsü
Ürdün, 1994'te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması gereği Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor. 2013'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan bir anlaşma ile Kudüs ve kutsal mekanların savunma ve vesayet hakkı da Ürdün’e verilmiştir.
Anlaşma çerçevesinde, Mescid-i Aksa; Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin himayesinde bulunuyor. 2003 yılından bu yana Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin izni olmadan Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden Yahudiler, İsrail'in tek taraflı kararları çerçevesinde polis eşliğinde bu kutsal mabette ibadet edebiliyor.
İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer din mensuplarının ise sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunsa da, fanatik Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sık sık gündeme gelmektedir.