BM Yüksek Komiseri'nden Suriye'ye Ziyaret
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından Suriye'nin yeniden inşası için "yapılacak her türlü yardıma ihtiyaç duyulduğunu" belirtti.
Şam'da Dikkat Çeken Açıklamalar
Esed rejiminin devrilmesinin ardından ilk kez Suriye'yi ziyaret eden Türk, başkent Şam'da düzenlediği basın toplantısında mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk, Suriye'deki rejimin devrilmesinin ardından Şam halkının günlük hayatlarına devam ettiklerini ve geleceğe dair umutlu olduklarını gözlemlediğini ifade etti. "Ancak yapılması gereken çok şey var ve bu, önümüzde büyük zorluklar ve riskler barındıran çok önemli bir an," dedi.
Görüşme sırasında Türk, tanıştığı Suriye halkının cesareti, metaneti ve dayanıklılığından etkilendiğini vurgulayarak, "Onların sıkıntılarını dinlemek çok duygusal bir deneyim oldu," açıklamasını yaptı.
İnsani Yardımın Önemi
"Şu anda en önemli mesele, insani yardım kuruluşlarının her yere erişebilmeleri, destek sağlayabilmeleri ve gıda tedarik edebilmeleri için gereken bağışçı desteğinin alındığından emin olunması," diyerek, üst düzey ziyaretlerin önemine dikkat çekti. Türk, BM İnsan Hakları Ofisi yetkililerinin, son 14 yılda giriş izni verilmemesine rağmen Suriye'deki ciddi insan hakları ihlallerini raporladığını vurgulayarak, Esed rejimi döneminde Sednaya Hapishanesi'nde kalan eski bir askerin anlattığı zalimce muameleleri dinlemekten de çok etkilendiğini söyledi.
Türk, ayrıca Suriye'nin büyük bölümünün "harabeye döndüğünü", nüfusun büyük bir kısmının yoksulluk içinde yaşadığını ve sağlık sisteminin çökmüş durumda olduğunu belirterek, "Gıda, sağlık, eğitim ve barınma hakları temel insan haklarıdır ve bu hakların güvence altına alınması için hızlı, kolektif ve uyumlu çabalar sarf edilmelidir," dedi.
Geçiş Dönemi ve Adalet Vurgusu
Suriye halkının, "tüm Suriyeliler için çalışan bir ülkeyi" yeniden inşa etmek için her türlü yardıma ihtiyaç duyduğunun altını çizen Türk, "Buraya BM İnsan Hakları Ofisi'nin kapsayıcı, ulusal olarak sahiplenilen ve yönlendirilen süreçleri desteklemeye devam edeceğine dair güvence vermek için geldim," ifadesini kullandı. Bu kapsamda yapılması gereken ilk görevin "hayat kurtarmak" olduğunu belirtti.
Ciddi insan hakları ihlallerine işaret eden olası tüm kanıtların korunmasının önemine de dikkat çeken Türk, Suriye'deki geçiş dönemi yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde adalet konusu üzerinde durduklarını aktardı. "Geçiş dönemi adaleti, Suriye'nin ilerleme kaydetmesi açısından büyük önem taşımaktadır," diyen Türk, işkence, kimyasal silah kullanımı ve diğer vahşet suçlarının "tam olarak soruşturulması ve ardından adaletin adil ve tarafsız şekilde yerine getirilmesi" gerektiğinin altını çizdi.
Türk, "İntikam asla cevap değildir. Bunun yerine tamamen ulusal düzeyde sahip olunan, iyileştirme, gerçeği söyleme ve uzlaştırma sürecine ihtiyaç var. İnsan hakları, büyük zorluklar ve risklerle yüzleşmek için merkezi olması gerekir," değerlendirmesinde bulundu.
Esed rejimi sırasında ülkeye girişlerine izin verilmediği için ülke dışından çalışan Suriye ekiplerinin 3 hafta önce ilk kez ülkeye giriş yapabildiğini bildiren Türk, Suriye'de insan haklarını desteklemek için sabırsızlandıklarını söyledi.
Türk, AA muhabirinin, BM'nin Suriye'de insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili hesap verilebilirlik konusundaki rolüne ilişkin sorusuna, insan hakları ihlalleri konusunda BM Soruşturma Komisyonu'nun, uluslararası tarafsız ve bağımsız mekanizmalar ve Suriye'de kayıpların bulunmasına yönelik yeni kurulan kurum gibi diğer insan hakları mekanizmalarıyla tamamlayıcı şekilde çalışacağı yanıtını verdi.
Mültecilerin ülkelerine geri dönüşünün gönüllülük esasına dayanması gerektiğini ve bu sürecin zaman alabileceğini belirten Türk, ülkelerine dönmek isteyen Suriyeliler için gerekli koşulların sağlanması gerektiğine dikkat çekti.