Cezayir'in Sömürgecilik Suçlamalarına Fransa'dan Yanıt
Fransa hükümeti, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un, Fransa’yı sömürgeci tutumunu sürdürmekle suçladığı konuşmasına doğrudan yanıt vermekten kaçındı. Fransa Dışişleri Bakanlığı, iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini vurguladı ve "ortak çıkarlarımız var" ifadesini öne çıkardı.
Cezayir ile Ortak Çıkarlar
Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı yazılı açıklamada, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un, bağımsızlık sürecinde işlenen suçların kabul edilmesini talep ettiği belirtildi. Ancak Fransa, bu iddialara yanıt verme gereği duymadı ve açıklamada "Cezayir Cumhurbaşkanı'nın sözleri kendisine aittir" denildi.
Fransa ve Cezayir’in sıkı insani bağlarla ve ortak çıkarlarla bağlı olduğu vurgulandı. Ayrıca, iki ülke arasındaki bölgesel güvenlik konularında da ortak endişelerin paylaşıldığı ifade edildi. Bu bağlamda, Fransa’nın Cezayir ile çeşitli sektörlerde ilişkileri geliştirme isteği ve diyaloğun önemine dikkat çekildi.
Gergin Ortamda İlişkiler
Tebbun, 30 Aralık 2024 tarihinde Fransa’yı sert bir dille eleştirerek sömürgeci tutumunu sürdürmekle suçlamıştı. Bunun yanı sıra, 15 Aralık 2024 tarihinde, Cezayir, Fransız istihbaratını sonucunda ülkede istikrarın sarsılması amacıyla eski terör yapılanmalarını yeniden aktifleştirmeye çalışmakla suçlamıştı. Bu suçlamalardan sonra Fransa’nın Cezayir Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ise Cezayir’in yönelttiği istikrarsızlaştırma suçlamalarını asılsız ve fantezi olarak nitelendirdi.
Tarihi Sorunlar ve Gerginlikler
Fransa ile Cezayir arasındaki ilişkiler, son yıllarda gergin bir seyir izliyor. Fransa’nın Fas’ın Batı Sahra bölgesine ilişkin destek verdiği planlar, bağımsızlık yanlılarını destekleyen Cezayir ile olan ilişkileri germişti. Cezayir, Temmuz 2024’te bu duruma yanıt olarak Paris'teki büyükelçisini geri çekmişti.
İki ülke arasında Batı Sahra dışında çözüm bekleyen tarihi sorunlar da mevcut. Bu sorunlar arasında, Fransız yetkililerin yıllardır vermeyi reddettiği Cezayir arşivinin iadesi ve Paris’teki İnsan Müzesi’nde bulunan halk devrimi liderlerinin kafataslarının geri verilmesi, Fransa'nın 1960 ile 1966 yılları arasında Cezayir Çölü’ndeki nükleer denemelerin kurbanları için tazminat ödenmesi ve Bağımsızlık Savaşı sırasında kaybolan 2 bin 200 kişinin akıbetinin netleştirilmesi yer alıyor.