Fiber Optik Dronların Savaşın Seçkin Kollarından Biri Olması
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda, düşman hatlarının 20 kilometre derinliğine kadar sızabilen fiber optik dronlar, alçak irtifada uçuşları sayesinde yüksek çözünürlüklü görüntüler ile hedefleri başarıyla vurma yeteneğine sahip. Bu dronlar, elektronik harp sistemlerinin hedefi olmadan stratejik avantajlar sunarak, savaşın önemli araçlarından biri haline gelmiştir.
Ukrayna'nın Dron Stratejisi ve Başarıları
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Oleksandr Sırskiy, 5 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Aralık 2024 itibarıyla Ukrayna'nın 54 binden fazla Rus hedefini vurduğunu ve saldırıların %49'unun kamikaze dronlar ile gerçekleştirildiğini bildirdi. Sırskiy, Rusya'nın fiber optik dron kullanımını artırmasının birliklerin güvenliğini tehlikeye attığını belirtti, ancak Ukrayna'nın da bu dronları etkin bir şekilde kullanmaya başladığını vurguladı.
Elektronik Harpteki Üstünlük
Yapılan araştırmalar, savaşta kullanılan dronların %75 ila %90'ının, pilotla telsiz bağlantısının elektronik harp vasıtalarıyla kesilmesi sonucunda düşürüldüğünü göstermektedir. FPV dronlar ise fiber optik kabloyla yönetildiği için bu tür tehditlerden etkilenmemekte ve yüksek çözünürlüklü görüntü iletebilme avantajına sahiptir.
Yetenekleri ve Sınırlamaları
Fiber optik dronlar, telsizle kontrol edilen dronlara kıyasla daha düşük menzil ve hızla sınırlı olsalar da, alçak irtifalarda uçabilme yetenekleri sayesinde hava savunma sistemlerinden kaçınabilmektedir. Örneğin, Ukrayna'nın test ettiği HCX dronu, 20 kilometre menzil sunmakta ve 1,2 kilogram ağırlığındadır.
Rusya'nın Kullanımına Dair Bilgiler
Rusya, 2024 yılından bu yana Novgorod'daki NPC Ushkuy tarafından üretilen Novgorod Prensi Vandal adlı dronu kullanmaktadır. Bu dronun menzilinin 20 kilometre olduğu ve 3,5 kilogram patlayıcı taşıyabildiği bildirilmiştir. Ayrıca, Rusya'nın kullandığı diğer bir model olan Piranha-5 dronu da 1 kilograma kadar patlayıcı taşıyabiliyor.
Muharebe Alanında Etkileri
Fiber optik kablolarla yönetilen dronlar, temas hattından itibaren 20 kilometrelik bir alanda düşman zırhlı araçları için "girilmez" bölge oluşturmakta ve bu, saldırıların hızını düşürerek savunma imkanlarını kısıtlamaktadır. Bu durum, muharebe alanındaki dengeleri önemli ölçüde etkilemektedir.