Hasan Nail Canat: Milli Tiyatroya Adanmış Bir Ömür
Usta sanatçı Hasan Nail Canat, milli tiyatroya olan tutkusuyla tanınmış bir isimdir. 20. ölüm yılında anılan Canat, sahne hayatında milli, dini, ahlaki ve sosyal konuları eserlerine başarıyla yansıttı.
Sanat Hayatının Başlangıcı
25 Ekim 1943 tarihinde Kayseri'de doğan Canat, ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. Tiyatro ile tanışması, Kayseri İmam Hatip Lisesi'nde arkadaşlarıyla sahneye koydukları oyunlarla gerçekleşti. Daha sonra tiyatro tutkusuyla fabrikalarda çalışamaz hale geldi ve sanat hayatına adım attı.
Camiatını Genişleten Eserler
Hasan Nail Canat, edebi kariyerine "Arkadaşlarım" adlı şiiriyle başladı. 1967 yılında yayımladığı ilk şiir kitabı "Yalnızlar Rıhtımı" büyük ilgi gördü. "Moskof Sehpası" adlı oyunu, Kırımlıların komünizm altında yaşadığı dramı konu alarak 1.200 kez sahnelendi ve geniş bir kitleye ulaştı.
Baba Oğul İlişkisinin Olumlu Dönüşümü
Oyununu izleyen babası, Canat’a destek vererek, "Artık seni özgür bırakıyorum. Sanatını Allah yolunda kullandığın müddetçe yolun açık olsun," diyerek oğlunun tiyatro kariyerine yeşil ışık yaktı.
Düşünceleri ve Tiyatro Anlayışı
Necip Fazıl Kısakürek’in konferanslarına katılan Canat, Hilal Tiyatrosunu kurarak Anadolu'da turneler gerçekleştirdi. Kendisi, 1991'de yaptığı bir açıklamada tiyatronun en büyük sorununun eleman yokluğu olduğunu vurguladı. Bu durumun gençlerin ilgisinin kaybolduğuna işaret ettiğini belirtti.
Sinema ve Televizyon Kariyeri
Canat, tiyatro eserlerinin yanı sıra sinema ve televizyon projelerine de imza attı. "Reis Bey", "Deli Yürek" gibi yapımlarda rol aldı. Marmara FM'de "Gece Fırtınası" adlı programı ile geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı.
Son Yılları ve Vefatı
Evli ve dört çocuk babası olan Hasan Nail Canat, sahne hayatına olan tutkusunu kaybetmeden devam etti. Ölümünden kısa bir zaman önce "Aynalar Yolumu Kesti" adlı oyununu sahneye koydu ve veda cümleleri Necip Fazıl Kısakürek’in "Sakarya Türküsü" oldu. 21 Ekim 2004'te, geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Mehmet Canat, Eyüpsultan Mezarlığı'na defnedildi.