İngiltere'de İklim Değişikliği Raporu: Güvenliğin Kör Noktası
İngiltere'de, Kamu Politikaları Araştırma Enstitüsü, Chatham House ve Stratejik İklim Riskleri Girişimi ile Exeter Üniversitesi tarafından hazırlanan yeni bir rapor, iklim değişikliğinin ülkenin milli güvenliğini önemli ölçüde tehdit ettiğini ortaya koydu.
Atlas Okyanusu’nun Değişimi ve Tarım Ürünleri
“Güvenliğin Kör Noktası” başlıklı çalışmada, Atlas Okyanusu’ndaki akıntıların iklim değişikliği ile birlikte zayıflamasının, stratejik tarım ürünlerinin kaybına yol açabileceği vurgulandı.
Güvenlik Üzerindeki Etkiler
Raporda, bu durumun daha sıcak yazlar ve daha soğuk kışlar gibi pek çok riski de beraberinde getirdiği, ayrıca enerji, gıda tedariki, sağlık, ekonomik istikrar, siyasi yapı, ticaret ve jeopolitik alanları olumsuz etkileyeceği ifade edildi.
Yeni Hükümetin Rolü
İngiltere'de temmuzda göreve gelen yeni hükümetin, iklimin stratejik konularda dikkat alması gereken önemli bir unsur olduğuna dair gözden geçirme raporu hazırladığı belirtiliyor. Raporda, iklim değişikliğinin oluşturduğu risklerin yıllarca göz ardı edildiği ve bağımsız bir merkez kurularak bu alanda çalışmalar yapılmasının şart olduğu vurgulandı.
Sonuç ve Gelecek Öngörüleri
Küresel ısınmayı 1.5 derecede tutma hedefinin gerçekleşmemesi durumunda kötü senaryoların ortaya çıkacağına dikkat çekilen raporda, İngiltere'nin bu konuda hazırlıklı olması gerektiği ifade edildi. Ülkeler arasında, İngiltere ve en yakın ticaret ortaklarının, Atlas Okyanusu’ndaki değişimlerden en fazla etkilenecek ülkeler arasında olduğu belirtildi.
Açıklamalar ve Öneriler
IPPR araştırmacısı ve raporun yazarlarından Laurie Laybourn, açıklamasında İngiltere'nin iklim değişikliği ile etkin bir mücadele içinde olmadığını ifade etti. Laybourn, yeni hükümetin, geçmiş hata ve deneyimlerden ders alarak iklim değişikliğini bir milli güvenlik riski olarak ele alması gerektiğine dikkat çekti. Raporun bir diğer yazarı olan Emma Howard Boyd ise, salgınlar ve iklim değişikliği gibi tehditlerin, ulusal güvenlik açısından düşman ülkelerin tehditleri kadar ciddiyetle ele alınması gerektiğini belirtti.
