Tahran ile Washington Arasındaki Müzakerelerde Güvensizlik Sorunu
İranlı uzmanlar, Tahran ile Washington arasındaki müzakerelerin başlaması için "güvensizlik duvarlarının" aşılması gerektiğini ifade ediyor. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Hasan Beheştipur, bu güvensizliğin üstesinden gelmek için karşılıklı adımlar atılması gerektiğini belirtti.
Nükleer Anlaşmanın Tarihçesi
2015 yılında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP), İran ile ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında gerçekleştirildi. Anlaşma, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlenmesini öngörüyordu.
Ancak Donald Trump'ın 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilmesiyle İran, nükleer faaliyetlerine hız vererek zenginleştirilmiş uranyum stoklarını artırdı. Nisan 2021’de yeniden başlayan müzakereler, birbirinden beklenen adımlarla ilerleme kaydedemedi ve Eylül 2022'de protestoların patlak vermesiyle kesintiye uğradı.
Uzman Görüşleri
Beheştipur, Tahran ve Washington arasındaki güvensizliğin aşılması için bir plan geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu planın temelinde, ABD'nin İran'ın petrol ihracatına yönelik ambargoyu kaldırması ve İran'ın yüksek düzeyde uranyum zenginleştirmeyi durdurması yer almalıdır.
Fuad İzedi, nükleer doktrindeki değişikliklerin gerçekçi olması gerektiğini belirterek, bu konuda Harrazi ve Erakçi'nin açıklamalarının ciddiye alınması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, ABD'deki İsrail lobisinin etkisinin devam etmesi durumunda, İran ile ABD arasındaki sorunların çözülmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
İran'ın Nükleer Doktrini
Hamid Ruşençeşm ise mevcut yönetime atanan yetkililerin, İran'ın Batı ile etkileşimini artırmak için olumlu bir tutum içinde olduğunu söyledi. Ancak, İran ile ABD arasındaki yüksek güvensizlik duvarlarının aşılmasının karmaşık bir süreç olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, bu süreçte her iki tarafın da uygun adımlar atarak ilişkilerin normalleşmesi için çalışması gerektiğini belirtiyor.