Mısır ve Sudan'da Su Güvenliği Tartışması
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Sudan Dışişleri Bakanı Ali Şerif, içme suyu güvenliğinin iki ülke için "taviz verilemez bir varoluş meselesi" olduğu konusunda mutabık kaldı. Dün Kahire'de gerçekleşen görüşmeye dair Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, her iki bakanın su güvenliği konusunda "tam bir görüş birliğine" sahip olduğu ifade edildi.
Destek ve Kararlılık Mesajları
Bakan Abdulati, Mısır'ın, zorlu süreçlerden geçen Sudan’a "sağlam" bir destek vermeye devam edeceğini vurgulayarak, Sudan’ın ulusal kurumlarını destekleme kararlılığını dile getirdi. Ayrıca, Sudan’ın egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini belirtti.
Abdulati, iç savaştan etkilenen Sudanlılara insani yardımların sürdürülmesi için Mısır'ın çaba göstereceğini kaydetti. Aynı zamanda, mevkidaşı Ali Şerif'e dışişleri bakanlığı görevine atanması dolayısıyla tebriklerini sundu.
Sudan'daki İç Savaş
Sudan'da, 30 yıl süren Ömer el-Beşir dönemi sonrası, halkın katılımıyla oluşturulan hükümete karşı bir darbe girişimiyle başlayan çatışmalar 18 aydan fazladır devam ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, bu çatışmalar sonucu 20 binden fazla insan hayatını kaybetmiş ve 3 milyon kişi ülkeyi terk etmiştir. 14 milyon insan yerinden olmuş ve 25 milyon kişi insani yardıma ihtiyaç duyuyor.
Nil Sularının Paylaşım Sorunu
Nil Nehri'nin yaklaşık %80'inin topraklarında doğmasına rağmen yalnızca %3'ünü kullanabilen Etiyopya, 2 Nisan 2011'de Hedasi Barajı'nın inşasına başlamıştır. Bu baraj, Sudan-Etiyopya sınırına yakın yer alması sebebiyle büyük bir stratejik öneme sahiptir.
Etiyopya, bu baraj sayesinde enerji açığını kapatmayı ve elektrik satmayı hedeflemekte. Ancak Mısır ve Sudan, barajın inşası ve doldurulmasına dair anlaşmaya ulaşılmadan barajın kullanılmasını istemiyorlar. Bu durum, bölgesel bir krize yol açmıştır.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Nil Nehri'nin Mısır’ın su ihtiyacının %98’ini karşıladığını ve bu nedenle su kaynaklarının korunmasının Mısır için bir varoluş meselesi olduğunu belirtmiştir.
