Meclis tarafından alınan kararla Libya'da barış ve istikrarın temini için Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılan Libya Siyasi Diyaloğu'nun sonuçlarına atıfta bulunularak, tüm tarafların katılımıyla gerçekleştirilen müzakerelerin ardından, 17 Aralık 2015 tarihinde Fas'ın Suheyrat şehrinde Libya Siyasi Anlaşması'nın imzalandığına yönelik hatırlatmalar yapıldı.
Anlaşma çerçevesinde kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), BM Güvenlik Konseyi'nin 2259 sayılı kararı uyarınca uluslararası toplum tarafından Libya'nın tek ve meşru temsilcisi olarak tanındığı hatırlatıldı.
Libya Siyasi Anlaşması'nda yer almayan ve bu nedenle ulusal ve uluslararası düzeyde meşruiyetten yoksun olan sözde Libya Ulusal Ordusu'nun, 4 Nisan 2019 tarihinde başkent Trablus'u ele geçirme ve UMH'yi devirme amacıyla başlattığı saldırılar sonucunda, DEAŞ, El-Kaide ve diğer terör örgütleri ile yasa dışı silahlı grupların yanı sıra yasa dışı göç ve insan ticaretini teşvik eden bir ortamın oluşturulduğu vurgulandı. Bu çerçevede, UMH'nin Aralık 2019'da Türkiye'den destek talebinde bulunduğu belirtildi.
Sürecin devamında, UMH'nin ülke bütünlüğüne yönelik gerçekleştirilen tehditlerinin durdurduğu ve böylece Libya'nın, Türkiye ve bölge genelinde güvenlik riski taşıyan bir kaos ve istikrarsızlığın yaşanmasını engellediği, sahada sükunetin sağlandığı ve BM'nin kolaylaştırıcılığında, Libyalıların liderliğinde ve sahipliğinde ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin başlatılabildiği ifade edildi.
Alınan kararda, Türkiye'nin Libya'da uluslararası meşruiyet çerçevesinde BMGK kararlarına uygun olarak desteklediği sürecin vurgulandı. Bununla birlikte Libya'nın egemenliği, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması, kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve ulusal uzlaşıyı temin etmeye yönelik siyasi diyalog çabalarına olan güçlü desteğinin devam ettiği ifade edildi.
Libya'da devam eden siyasi belirsizlik ve yönetim sorununun, seçimlerin yapılamaması nedeniyle sürdüğüne dikkat çekilen kararda, bu durumun sahada tesis edilen sükuneti riske attığı ve kalıcı istikrarın önündeki ciddi bir engel teşkil ettiği belirtildi. Bu durumun Libya'nın ve bölgenin güvenliği açısından endişe verici olduğu vurgulandı.
Türkiye ile Libya arasındaki tarihi, siyasi ve ekonomik ilişkilere vurgu yaparak, Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ve Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası'nın önemine değinildi. Bu çerçevede, Türkiye'nin Libya'nın güvenliğine katkı sağlamak amacıyla eğitim ve danışmanlık desteğine devam ettiği belirtildi.
Libya'da kalıcı ateşkesin ve siyasi diyalog sürecinin henüz tamamlanamadığına dikkat çekilen kararda, BM himayesinde yürütülen askeri ve siyasi görüşmelerin sonuçlandırılması için çatışmaların yeniden başlamasının önlenmesinin önemine vurgu yapıldı. Aynı zamanda, Libya'dan kaynaklanan risk ve tehditlerin devam ettiği ve meşru hükümete yönelik saldırıların tekrar başlaması durumunda Türkiye'nin çıkarlarının olumsuz etkilenebileceği ifade edildi.
Bu sebeplerle, Libya'ya asker gönderilmesinin 2 Ocak 2024 tarihinden itibaren 24 ay daha uzatılmasının Genel Kurul'un 30 Kasım'daki 28. birleşiminde kararlaştırıldığı belirtildi.