Tarihçi Mehmet Dilbaz'dan İstanbul'un Nüfus Politikaları Üzerine Çarpıcı Açıklamalar

Tarihçi Mehmet Dilbaz, İstanbul'un kozmopolit yapısını ve Osmanlı'dan Cumhuriyet'e nüfus politikalarını detaylı şekilde ele aldı.

Yayın Tarihi: 31.12.2024 11:44
Güncelleme Tarihi: 31.12.2024 11:44

Tarihçi Mehmet Dilbaz'dan İstanbul'un Nüfus Politikaları Üzerine Çarpıcı Açıklamalar

İstanbul'un Tarihsel Nüfus Dinamikleri

Tarihçi ve yazar Mehmet Dilbaz, İstanbul'un uzun tarihindeki etnisitelerin bir arada varlığını sürdürebilmesi için uygulanan nüfus politikalarını anlattı. Bu bağlamda, Henry Prost'un 1930'larda İstanbul'u bir sanayi bölgesine dönüştürme amacıyla başlatılan Prost Planı önemli bir dönüm noktasıydı.

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Nüfus Politikaları

Dilbaz, Osmanlı Devleti'nin İstanbul'u fethetmesiyle birlikte şehri terk edenlerin sayısının yaklaşık 5 bin olduğunu belirtti. Fetih sonrasında İstanbul'un nüfusu, Fatih Sultan Mehmet tarafından yeniden inşa edilerek artırıldı. Özellikle Yenişehir'den, Balat ve Fener taraflarına yerleştirilen halk ile birlikte nüfus yapısı değişmeye başladı.

Dilbaz, bu dönemdeki kozmopolit yapının, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman gibi padişahlar tarafından da korunduğunu ifade etti. İstanbul'a girebilmek için belirli kriterler getirildiği ve yerleşim izni olmayanların şehre kabul edilmediği açıkladı.

19. Yüzyılda Etnik Yapıda Değişim

1839'daki Polonyalıların yerleşimi ile birlikte İstanbul'un demografik yapısında önemli değişiklikler yaşandı. Polonyalılara, şehir merkezine değil, dış bölgelerde yer tahsis edilmesiyle “tecrit alanları” oluşturuldu. Osmanlı, aynı zamanda Çerkez sürgünü esnasında gelen topluluklara özel yerler ve haklar tanıdı.

İstanbul’un Nüfusunun Dönüşümü ve Modern Problemler

Dilbaz, İsrail'in kurulması ile birlikte İstanbul'dan 20 bin Yahudi'nin ayrıldığını ve 1950'lere kadar süren nüfus yapısının 1960'lardan sonra büyük bir değişim geçirmeye başladığını vurguladı. Marshall Yardımları ile birlikte İstanbul'un sanayileşmesi, şehre yeni bir nüfus akışını beraberinde getirdi. Böylelikle, sabit nüfus yaklaşık 800 bin'den 2-2,5 milyona yükseldi.

Bu süreçte ciddi bir gecekondulaşma vakası baş gösterdi. Anadolu'dan gelen nüfus, yerleşim alanlarında kontrolsüz bir artış yaratırken, şehir kültüründen gelen Trakyalılar ise daha hızlı adapte oldular. Öte yandan, taşradan gelenler, şehrin kadim semtlerine uyum sağlamakta zorluk çekerek gecekondu bölgeleri oluşturdu.