Tatlı Su Hayvanlarının Dörtte Biri Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Tatlı su hayvanlarının yaklaşık dörtte biri, kirlilik ve iklim değişikliği gibi tehditler nedeniyle yok olma riski altında.

Yayın Tarihi: 09.01.2025 10:37
Güncelleme Tarihi: 09.01.2025 10:37

Tatlı Su Hayvanlarının Dörtte Biri Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Tatlı Su Hayvanlarının Yok Olma Tehdidi

Son yapılan araştırmalar, tatlı su hayvanlarının yaklaşık dörtte birinin neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Çeşitli üniversitelerden bir araya gelen bilim insanları, Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) kırmızı listesinde yer alan, nesli kritik seviyede tehlike altında olan ve yalnızca tatlı su ekosistemlerinde yaşayan yaklaşık 23 bin 500 balık, yengeç ve yusufçuk gibi türleri inceledi.

Tehditlerin Kaynağı

İnceleme sonucunda, tatlı su hayvanlarının yaklaşık %24'ünün tükenme riski altında olduğu belirlendi. Bu tehditler arasında su kirliliği, balıkların göç yollarını engelleyen barajlar, tarım uygulamaları, iklim değişikliği ve avlanma yer almaktadır. Tehdit altındaki türlerin çoğu, Orta Afrika'daki Victoria Gölü, Bolivya ve Peru sınırındaki Titicaca Gölü, Sri Lanka ve Hindistan'ın Batı Ghats çevresinde bulunmaktadır.

Çoklu Tehditler ve Sonuçları

Araştırmanın yazarlarından Catherine Sayer, tatlı su ekosisteminin gezegen yüzeyinin %1'inden daha azını kapladığını, ancak hayvan türlerinin %10'unu barındırdığını belirtti. Sayer, "Çoğu türün nesli tükenme riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olan tek bir tehdit yok, birlikte hareket eden birçok tehdit var." dedi.

Önemli Uyarılar

Brezilya'daki Ceara Federal Üniversitesi'nde görevli biyolog Patricia Charvet, nehirlerin ve sulak alanların çevresindeki her şeyi yoğunlaştırdığına dikkat çekerek, "Eğer asit veya petrol sızıntısı gibi bir durum yaşanırsa, tüm bir tür tehdit altında kalabilir. Bu hayvanların gidebileceği başka bir yer yok," diye vurguladı.

Bilimsel Katkı

Bu araştırma, Nature dergisinde yayımlanan bir makaleyle, tatlı su türlerine yönelik küresel riski analiz eden ilk çalışma olma özelliği taşıyor. Duke Üniversitesi ekolojisti Stuart Pimm, bu çalışmayı "uzun zamandır beklenen, son derece önemli bir makale" olarak nitelendirdi.