İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında savaş suçu işlemesine karşılık Türk hukukçuları harekete geçti. İstanbul 2 No'lu Barosunun üyesi olan Cüneyt Yüksel, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) başvurduklarını ve yeni deliller topladıklarını açıkladı. Yüksel, İsrail'in insani değerleri hiçe sayarak tüm Filistinlilere savaş açtığını söyledi.
İstanbul 2 No'lu Barosunun üyesi olan Cüneyt Yüksel gerçekleştirdiği açıklamada İsrail'in 23 Kasım'da Gazze'ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıların savaş suçu sayılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) başvuru yaptıklarını belirtti.
Gazze'de yaşanan insanlık dramı karşısında uluslararası mahkemelerin yetersiz kaldığını ifade etti. UCM'de Filistinlilerin avukatlığını yapan Fransız avukat Devers'in, İsrail'in savaş suçlarını kanıtlamak için AA fotoğraflarını "mükemmel belgeler" olarak nitelendirirken Fransız avukat Devers'in, Türk basınının İsrail'in saldırılarında beyaz fosfor kullandığını ortaya çıkarılmasında önemli rol oynadığını söylediğini hatırlattı.
Öte yanda Eski UCM Başsavcısının, İsrail'in Gazze'yi kuşatmasını "soykırım" olarak tanımladığını belirten Yüksel, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuru yaptıklarını, mahkeme savcıları ve yetkilileri ile görüşme yaptıklarını anlattı.
Cüneyt Yüksel, şimdilik delil toplama aşamasında olunduğuna dikkat çekti. Sürecin tüm hızı ile devam ettiğini vurgulayan Yüksel, İsrail'in savaş suçu işlediğine dair önemli deliller bulunacağı ve bu belgelerin mahkemeye sunulacağını belirtti. Ayrıca hazırlanacak delilleri yanı sıra Anadolu Ajansı'nın Gazze'de savaş suçu işlendiğine dair her şeyi gözler önüne seren görüntülerin yer aldığı 'Kanıt' kitabının da bulunacağı ifade edildi.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde İsrail'in Gazze'de yer altı tünellerine tuzlu su doldurulacağına dair planlarına dikkat çeken Yüksel, bu olayın da başlı başına bölgedeki sivillere zarar verdiğinin de kurula sunulacak belgeler arasında yer alacağını belirtti.
"İsrail, insanlık dışı davranıyor"
Cüneyt Yüksel, Gazze'de yapılan saldırıların soykırım olduğu ve eylemlerin savaş suçu olduğunun açık bir şekilde ortada olduğunu belirtti. İsrail'in insani değerleri hiçe sayarak tüm Filistin halkına savaş ilan ettiğini kadın, erkek veya çocuk demeden saldırılarını sürdürdüğünü ifade etti. Bu yaşananların insancıl hukuka her yönü ile ihlal anlamı taşıdığını vurguladı.
1977 tarihli Cenevre Sözleşmelerine ek protokollerin hükmüne göre "misilleme amacıyla sivil nüfusa karşı saldırıların yasak olduğunu" hatırlatan Yüksel, uluslararası insancıl hukukun da "toplu cezalandırmayı" men ettiğini belirtti.
İsrail'in ayrım gözetmeksizin yaptığı saldırıların şiddetinin "toplu cezalandırma" niteliğinde olduğunu vurgulayan Yüksel, "İsrail, hastaneye saldırarak savaş suçu işliyor. Roma Statüsü kapsamında sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi savaş suçudur." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Gazze için acil ateşkes istenilen karar tasarısının 153 ülkenin oyuyla onaylandığını ifade eden Yüksel, bu yöndeki tasarının daha önce de 120 ülkenin "evet" oyuyla geçtiğini hatırlattı.
Yüksel, şu ifadeler ile devam etti:
"Bazı ülkelerin çekimser kalması da tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Türkiye'nin ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki tavrı açık ve nettir. Türkiye ve Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, her zaman olduğu gibi bugün de mazlumların ve zulme uğrayanların yanındadır. Türkiye olarak tüm süreçleri dikkatle takip ederek Filistin'de yaşananlara karşı kulaklarını tıkayanlara rağmen Gazze'nin hakkını savunmaya devam edeceğiz."
