Türkiye, Açık Denizlerde Biyolojik Çeşitliliğin Korunması İçin Elini Taşın Altına Koydu
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu sırasında, ulusal yetki alanının dışındaki açık denizler için önemli bir anlaşmaya imza attı.
BM Anlaşması İmzalandı
Fidan, "Ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına ilişkin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi"ni imzaladı. Bu adım, deniz biyolojik çeşitliliğinin korunmasına yönelik uluslararası çabaların bir parçasını temsil ediyor.
Açık Denizlerin Önemi
Diplomatik kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, devletlerin sahip olduğu iç sular, kara suları ve kıta sahanlığı gibi alanların dışındaki denizlerde biyolojik çeşitliliğin korunması gerekliliği, bu anlaşmanın temel hedeflerinden biri. Açık denizler, tüm devletler için kullanılabilirken, özel olarak hiçbir devlete ait değil.
Açık Denizler Korunmazsa Ne Olur?
Dünya okyanuslarının üçte ikisini oluşturan açık denizlerde, mevcut korunan alanların oranı yüzde 1'den daha az. Aşırı ve kontrolsüz insan faaliyetleri, deniz ekosistemleri ve doğal kaynaklar üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor.
Gelecek Nesillere Bir Miras: Biyolojik Çeşitlilik
Bu anlamda, yapılan anlaşma, açık denizlerde koruma alanları oluşturulmasını, çevresel etki değerlendirmelerini ve biyolojik keşiflerden elde edilecek faydaların adil paylaşımını öngörüyor. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin kapasitelerinin güçlendirilmesi de önemli bir hedef olarak belirleniyor.
Türkiye, uluslararası deniz hukukuna verdiği önemle, çevresel konulardaki uluslararası çabaları desteklemeye ve gelecek kuşakların haklarını savunmaya devam edecek.