DOLAR
33,99 0%
EURO
37,84 0%
ALTIN
2.821,66 0%
BITCOIN
1.970.636,28 0%

Uyuz vakaları korkutan boyutlara ulaştı: 30 kat hızla yayılıyor!

Pandemi sonrası hızla artış gösteren uyuz vakaları korkunç boyutlara ulaşmaya başladı. Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Müge Güler Özden konuya dair yaptığı açıklamada vakaların 30 kat hızlı olarak arttığına dikkat çekerek herkesin tehdit altında olduğunu vurguladı.

Yayın Tarihi: 09.12.2023 11:59
Güncelleme Tarihi: 09.12.2023 11:59

Uyuz vakaları korkutan boyutlara ulaştı: 30 kat hızla yayılıyor!

Uyuz vakalarının son zamanlarda hızla arttığı gündemde sıkça yer buluyor. Bu konuda önemli açıklamalarda bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden, artan vakaların toplum genelinde etkili olan bir "halk hastalığı" olduğuna vurgu yaptı. Uzmanlar, uyuzun neden olduğu kaşıntının insanları huzursuz kıldığını belirtirken, Güler Özden, hastalığın yayılmasının önüne geçilebilmesi için alınması gereken önlemler konusunda da önemli bilgiler veriyor.

Özden, hızlı yayılan bu hastalıkla ilgili yaptığı açıklamada, salgının olası sebeplerini küresel ısınma, göç hareketleri ve yaşam tarzındaki değişiklikler olarak belirtti. Uyuzun, insanlar arasında yakın temasla bulaşan bir parazit olduğunu vurgulayan Özden, bu salgının ülkede ciddi bir gerçek olduğunu belirtti. Ayrıca, uyuzun hayvanlardan insana bulaşmadığını, tamamen insanlara özgü bir parazit olduğunu açıkladı. Hastalığın 10-15 saniyelik yakın temasla bulaşabilen, vücut ısısı ile bulaşma riskinin arttığı bir etken olduğuna dikkat çekti. 

Hastalığın tedavisinde sık yapılan hatalardan birinin yalnızca bireyin tedavisine odaklanmak olduğuna dikkat çeken Özden, "Tüm ailenin aynı anda hasta olsun olmasın tedavi edilmesi çok önemlidir. Henüz yumurtadan çıkmamış uyuz parazitlerinin hastanın sağlık olduğu gibi yanlış bir algıya yol açabileceği önemli bir ayrıntıdır. Bütün aile bireyler tedavi olmazsa pinpon etkisi oluşacaktır. Bir hasta iyileşirken diğer hastalanacak, o iyileşirken diğer hastalanacaktır. Bir türlü kurtulmak mümkün olmayan kısır döngüye girilir. O yüzden hasta olsun olmasın tüm aile bireyleri tedavi olmalıdır," şeklinde konuşarak hastalığın ciddiyetini vurguluyor.

Özden, uyuz vakalarında karşılaşılan kaşıntının oldukça rahatsız edici olduğuna dikkat çekerek, "Bu kaşıntının özellikle vücut ısısının yükselmesiyle artması tipiktir. Özellikle yatış pozisyonu aldıktan sonra vücut ısısı arttıkça, uyuz parazitleri aktif hale geçer ve kaşıntı daha da şiddetlenir. Tutulum yerlerine odaklanmak önemlidir. Derinin ince olduğu, sıcak bölgelerin tercih edildiği ve yumurtaların kolayca bırakılabildiği bölgeleri seçerler. En sık karşılaşılan bölgeler arasında elin iç yüzleri, meme başı çevresi, genital bölge, kasıklar ve göbek çevresi bulunmaktadır," şeklinde açıklamalarda bulunarak hastaların yaşadığı kaşıntıya ve parazitin tercih ettiği bölgelere dair açıklamalarda bulundu.

Ayrıca hastalığın geçmişe oranla çok daha inatçı bir özellik kazandığını belirten Özden, "Tedavi sürecinde eskiden bir kez bile krem sürmek yeterliyken, aslında çok kolay tedavi edilebilen bir ajanken şimdi biraz direnç gelişti. Burada ısrarla 6, 7, 8 defa belki tedaviyi tekrarlamak 1 hafta 10 gün aralarla büyük fayda vardır. Artık ülkemizde yapılan bir tablet, oral tedavi ajanı da var. Tropikal tedavi ile iyileşmeyen vakalarda doktor kontrolünde oral tedavi ile desteklemek yapılması gereken bir durumdur. Oldukça etkili oluyor. Kıyafetlere çok dikkat etmek gerekiyor. Kıyafetlerin 60-70 derecede yıkanması, kızgın ütü ile ütülenmesi, yıkanamayan kıyafetlerin 10 gün kadar hava almayacak şekilde paketlenip kullanılması önemlidir. Kızgın ütü yaparken dikiş aralıklarına dikkat etmek gerekiyor. Yumurtalar dikiş aralarında kalabilir." ifadelerini kullandı. 

Vaka artışının çok hızlı olduğunu vurgulayan Özden, “Ülkemizdeki salgının aslında daha evvel yıllarda başladığını biz dermatoloji uzmanları olarak fark etmiştik. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü ve kendi sağlık otoritelerimize de veri sağlamak amacıyla çok merkezli çalışma yapmıştık. Türkiye’nin her yerinden veri topladık. Gördük ki 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında vaka sayıları çok az ve belli sayıda giderken birden bire 2017’den sonra ilk olarak 7 katına, sonra 30 katına çıkacak kadar hızlı bir salgın başlamıştı." ifadeleri ile hastalığın ilk ortaya çıktığı andan itibaren uzmanların bu noktada tespitlerinin olduğunu belirtiyor. Ardından açıklamasına şu ifadelerle devam ediyor;

"Pandemi bu salgın hızını bir az yavaşlattı. Pandeminin bitişiyle birlikte, insanların yeninde temas kurmasıyla beraber 30 kat hızlı başlayan salgın tekrar kendi ivmesiyle beraber ne yazık ki devam ediyor. Hepimizi tehdit altına alıyor. Herkes her an uyuz olabilir” bu açıklaması ile herkesin risk altında olduğu ve dikkatli olunması gerektiğine vurgu yapıyor.