DOLAR
34,12 0%
EURO
38,15 -0,47%
ALTIN
2.914,61 -1,07%
BITCOIN
2.177.914,36 -0,71%

Uzayda Geçirilen Bir Ay, Kalpte Yaşlanma Belirtileri Gösteriyor

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, uzayda bir ay kalan astronotların kalp dokusu yaşlanma belirtileri sergiliyor.

Yayın Tarihi: 24.09.2024 15:46
Güncelleme Tarihi: 24.09.2024 15:46

Uzayda Geçirilen Bir Ay, Kalpte Yaşlanma Belirtileri Gösteriyor

Uzayda Kalp Yaşlanması: Yeni Bir Araştırma

Yapılan yeni bir çalışma, uzayda yalnızca 30 gün geçiren insanların kalp dokusunda yaşlanma belirtilerinin başladığını ortaya koydu. Bu bulgu, taşınan bilim ekibinin, uzay uçuşunun insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak amacıyla gerçekleştirdiği deneylerin sonucunda elde edildi.

Çip-Kalp ile Yapılan Gözlemler

Deneyler, Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) üzerindeki kalp dokusu örnekleri üzerinde gerçekleştirildi. Bu özel örneklere "çip-kalp" denildi. Araştırmacılar, uzayda bulunan kalp dokularının kasılma gücünü ve atış düzenlerini izlemek için gelişmiş sensörler kullandılar. Dünya üzerindeki kontrol grubu dokularla kıyaslamalar yapıldı. Kalp Kasılma Gücünde Düşüş

Deneyin ilk aşamalarında, çip-kalp uzayda 12 gün bulunduktan sonra, dokuların kasılma gücünde yaklaşık %50’lik bir azalma gözlemlendi. Oysa Dünya’daki dokular, benzer bir süreçte istikrarlı bir güç sergiledi. Astronotlar Dünya’ya döndüklerinde bile bu zayıflama, 9 gün boyunca devam ederek belirgin şekilde izlendi.

Düzen Bozuklukları ve Kalp Atışı

Uzayda kalp dokularının ritimlerindeki düzensizlikler de dikkat çekti. 19. günde, kalp atışları arasındaki süre beş kat arttı. Ancak, bu düzensizlikler, astronotlar Dünya’ya döndüklerinde kendiliğinden düzeldi. Kardiyovasküler Değişiklikler ve Mikro Yerçekimi

Sonuç olarak, uzayda geçirilen 30 gün, astronotların kalp dokusunu zayıflatarak, atış ritimlerinde düzensizlik ve yaşlamsı değişimlere yol açabiliyor. Araştırma, mikro yerçekiminin vücut üzerindeki yanı sıra kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini de gözler önüne serdi.

Bu önemli araştırma, The Proceedings of the National Academy of Sciences adlı dergide yayınlanarak bilim dünyasının dikkatine sunuldu.