Açık Denizlerin Korunmasında BM Anlaşmasıyla Yeni Dönem
GÜLSELİ KENARLI - Türkiye, geçen hafta açılan yeni bir sayfayla, açık denizlerin iklim değişikliği gibi tehditlere karşı korunması amacıyla önemli bir Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmasına imza attı. Bu anlaşmanın denizlerin korunması için gerekli hukuki altyapıyı sağlamasını bekliyor uzmanlar.
Bakan Hakan Fidan’dan Tarihi İmza
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BM 79. Genel Kurulu sırasında "Ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına ilişkin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi"ni imzaladı. Bu sözleşme, TBMM'ye sunularak onaylanmasının ardından Türkiye'nin açık denizlerin korunması konusunda karar alıcı ülkelerden biri olmasını sağlayacak.
Açık Denizlerin Korunmasına Giden Yol
19 Haziran 2023'te imzalanan bu anlaşma ile açık denizlerin korunma statüsü elde ettiğini belirten uzmanlar, uluslararası işbirliği ile bu alanların "denizel biyolojik çeşitliliğinin" korunmasına yönelik sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmesinin önemine dikkat çekiyor.
İlk Hedef Temiz Okyanuslar
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Levent Bilgili, açık denizleri milyarlarca insana gıda kaynağı sağlarken, aynı zamanda insanlığın ürettiği atıkların büyük kısmını barındırdığını belirtti. Anlaşmanın kirleten öder ilkesini benimsediğini vurguladı.
Türkiye’nin Açık Denizlere Dikkati
Reel olarak açık denizlerin korunması ve yönetimi konusunda ortaya konan irade çok kıymetli. Bilgili, Türkiye'nin Atlantik ve Pasifik Okyanusları ile Arktik ve Antarktika sularındaki koruyucu rolünün bu anlaşma ile pekişeceğini belirtti.
Açık Denizlerin Mevcut Durumu
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ise, dünya okyanuslarının yüzde 55'inin kimseye ait olmadığını ve bu açık denizlerin korunmasını sağlamak için uluslararası mekanizmaların gerekliliğini öne sürdü. Ayrıca, açık denizlerde yaşamsal öneme sahip su canlılarının azalmakta olduğunu dile getirerek, bu canlıların korunmasının önemine işaret etti.
Gelecek İçin Umut ve Sorumluluk
Türkiye, bu sözleşmeye taraf olmayı planlarken, Akdeniz’in korunması konusundaki çabalarını artırmalıdır. Uygulama aşamasında daha etkili ve çözüm odaklı adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Öztürk, bu anlaşmanın bir başlangıç olduğunu belirtti.