Kabul edelim, rekabetçi jimnastiğin inceliklerini takip etmiyoruz. Bu da, varsayılan olarak, hikayelerle ve temelde teknik detayların dışında, bu veya şu hava bükümü veya yer rutini gerektiren insan faktörüyle daha çok ilgilendiğiz anlamına geliyor.. Katie Walsh tarafından yönetilen Biles'ın yeni Netflix dizisi şu anda Rotten Tomatoes'da %43 gibi çok düşük bir izleyici puanına sahip, bu da benim gibi birçok insanın oyunlar sırasında ve dışında Biles'ın hayatına ve deneyimlerine dikkat ettiğini ve görünüşe göre bu konuda güçlü duygular beslediğini gösteriyor.
Bu satırları yazdığım sırada, dört bölümlük Simone Biles: Rising, Netflix'te ABD TV dizisi kategorisinde, yayın devinin hit dizisi Cobra Kai'nin hemen ardından 2. sırada yer alıyor . Yani bu da var.
Rekabetçi jimnastiği takip etmeyen kişiler bile muhtemelen Biles'ın Tokyo'daki 2020 Yaz Olimpiyatları sırasında birkaç etkinlikten çekildiğini biliyordur. Birkaç altın madalya için açık ara öndeydi - ancak, ruh sağlığıyla mücadele ettikten sonra, kendini uçuruma zorlamak yerine kenara çekilmeyi seçti. Yeni dizinin "Beni tarihe yaz..." başlıklı ilk bölümü, tüm bunlara değiniyor ve Biles ayrıca geri dönüşüne hazırlanırken hissettiği baskıyı da düşünüyor..
İnternette onun ve Netflix dizisi hakkında yapılan çirkin yorumlardan bahsetmeden önce, birkaç önemli gerçeği belirtmek istiyorum.
Biles'ın inanılmaz miktarda başarıya ulaştığını inkar etmek mümkün değil, toplam 32 Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası madalyası (bir jimnastik rekoru) onun harika bir atlet statüsünü garantiliyor, nokta. Oyununun zirvesindeyken, icraatının kusursuz olduğu açıktır ve ayrıca performanslarının öncü doğasıyla da bilinir — anladığım kadarıyla, onun adını taşıyan yeni hareketler var.
Ayrıca bugün 27 yaşında olduğunu da belirtmekte fayda var. 2020 Olimpiyatları sırasında ruh sağlığı sorunlarını herkese açıkladığında henüz 23 yaşındaydı. Tüm dünyanın gözleri üzerinizdeyken ve eminim ki bunun getirdiği tüm baskı altındayken bu kadar genç olmayı hayal edemiyorum. Yine de Biles'ın muhalifleri hala ona karşı bir şeyler hissediyor ("Bu kibirli egoist Quitter'a yaranmaya çalışan herhangi bir şeyi izleme ihtimalim Sıfır," diye eleştirdi Rotten Tomatoes izleyici eleştirmenlerinden biri). Bir diğeri de şöyle ekledi: "Sürekli sızlanma ve şikayet dışında fena değildi."
Açıkçası, Biles'ı tanımıyorum veya ne düşündüğü veya neden düşündüğü konusunda içeriden bilgim yok. Ancak, 2020'de, birçok insanın hayatında gerçekten önemli olan şeyler hakkındaki düşüncelerini yeniden yönlendiren bir pandemi sırasında görevinden ayrılmasına saygı duyabilirim. Bunlardan biri de, henüz kendinize hakim olmadıysanız dünyayı fethetmeyi umut edemeyeceğiniz gerçeğidir.
Dizinin 2. bölümü bu sonbaharda yayın devi için yayınlanacak . Şimdilik, şunu söyleyeceğim ki, şimdiye kadar ilgi çekici ve izlenmeye değer buldum. Kesinlikle zamanınıza değer.
