DOLAR
34,09 0,02%
EURO
38,04 0,04%
ALTIN
2.874,38 0,03%
BITCOIN
2.157.009,55 -0,7%

İshal, karın şişliği, mide bulantısı belirtileri varsa dikkat! Bu hastalık tüm hayatınızı sil baştan değiştirebilir

Prof. Dr. Gülbanu Canbaloğlu, son zamanlarda giderek çoğalan çölyak hastalığı hakkında bilgiler verirken, bu hastalığın uzun süre boyunca sessiz kalabildiğini ve belirtilerinin de yıllar sonra ortaya çıktığını söyledi. Canbaloğlu, "“En temel belirti ishaldir ancak her hastada görülmeyebilir." dedi.

Yayın Tarihi: 06.12.2023 08:34
Güncelleme Tarihi: 06.12.2023 08:34

İshal, karın şişliği, mide bulantısı belirtileri varsa dikkat! Bu hastalık tüm hayatınızı sil baştan değiştirebilir

Çölyak hastalığının gerçekteu zun süre sessiz kalabildiğini ve belirtilerini yıllar sonra gösterebildiğini söyleyen Prof. Dr. Gülbanu Canbaloğlu, konuya ilişkin açıklamasında “En temel belirti ishaldir ancak her hastada görülme durumu olmayabilir. Şişkinlik, tekrarlayan ağız yaraları, kilo kaybı, anemi, eklem ile kemik ağrıları, kısırlık, tekrarlayan düşük durumları, osteoporoz, saç dökülmesi, migren ve ruh hali değişiklikleri de ortaya çıkabilir. Tedavinin ana unsuru glutensiz diyettir. Aynı zamanda; şampuan, dudak kremi, vücut losyonu şeklindeki ürünleri satın alırken gluten içerip içermediğine dikkat etmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde Gastroenteroloji Bölümü Öğretim Üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Gülbanu Canbaloğlu, açıklamasının devamında toplumda yaklaşık 1/100 kişiyi etkileyen çölyak hastalığı konusunda uyarılarda bulunuyor. Prof. Dr. Canbaloğlu, Çölyak hastalığının kalıtsal olduğunu vurgularken şöyle konuştu:

“Çölyak hastası olan kişilerin birinci derece akrabasında bulunma olasılığı yüzde 10 civarında. Çölyak hastalığı, tahıl ürünlerinin içeriğinde bulunan gluten adı verilen bir proteine ​​karşı yaşam boyu hassasiyete neden olan ince bağırsakta malabsorbsiyon hastalığıdır. Bu kapsamda, buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi ürünler gluten içerir. Sindirilen besinler ince bağırsakta bileşenlere ayrılır ve bağırsak zarı yoluyla kana karışır. Vücudumuzun yeterli miktarda besin absorbe edebilmesi, ince bağırsakta bol miktarda bulunan ve eldivendeki parmakları andıran çıkıntılı villus adı verilen kıvrımlar sayesinde sağlanır. Çölyak hastaları gluten içeren besinleri tükettiğinde villusların çıkıntıları ve kıvrımları yok olur ve küçülür. Sonuç olarak bağırsağın emici yüzeyi azalır ve gıda emilimi bozulur. Ve yine sonuç olarak yetersiz beslenme ve ardından hastalık belirtileri geliyor"

"Osteoporoz ve kısırlığa neden olabilir"

Çölyak semptomlarının kişiden kişiye değişebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Canbaloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hastalık uzun süreli sessiz kalabiliyor ve belirtiler yıllar sonra ortaya çıkıyor. En temel semptom ishaldir, çünkü ince bağırsağı etkiler ve malabsorbsiyona neden olur, ancak çölyak hastalarının hepsinde ishal olmaz, bazılarında normal bağırsak hareketleri veya kabızlık olabilir. Şişkinlik, gaz, karın ağrısı, tekrarlamaya düşmüş ağız yaraları, kilo kaybı, kansızlık, eklem ile birlikte kemik ağrıları, kısırlık, tekrarlayan düşükler, osteoporoz (kemik kaybı), saç dökülmesi, kilo alamama, baş ağrıları, migren, ayaklarda uyuşma, karıncalanma ve ruh halinde değişiklikler yaşayabilir. Çocuklarda büyüme ve gelişim gecikebilir ve kilo alamayabilirler. Ayrıca bazen kaşıntılı döküntülere neden olan dermatitis herpetiformis de çölyak hastalığına eşlik edebilir. "

"Tahta kaşık kullanmayın, kozmetiklere dikkat edin"

Prof. Dr. Canbaloğlu, çölyak hastalığının teşhis ve tedavisinde kullanılan yöntemleri şöyle açıklıyor:

“Çölyak hastalığını teşhis etmek için spesifik antikorlar var, bu antikorların kanda test edilmesi gerekiyor. Antikor pozitif hastalarda endoskopi yapılır ve tanı için ince bağırsak biyopsisi yapılır. Çoğu durumda, çölyak hastalığına özgü antikorların test edilmesi, endoskopi ve ince bağırsak biyopsisi tanı koymak için yeterli olarak görülür. Bazı hastalarda ise genetik test gerekli olabilir. Çölyak hastalığının spesifik tedavisi yoktur ve bu konuyla ilgili araştırmalar devam etmektedir. Tedavinin ana unsuru glutensiz diyettir. Glutensiz diyete cevap ermeyen hastalarda vücutta savunma sistemini zayıflatan kortikosteroidler veya bağışıklık sistemini baskılayıcı tedaviler kullanılabilir. Ömür boyu glutensiz beslenmeye bağlı kalınmalı. Gluten diyetten çıkarıldığında ince bağırsaktaki hasar da iyileşir. Aynı zamanda çölyak hastalarının düzenli olarak takip edilmesi gerekmektedir.

İzleme amaçları; İlişkili olması muhtemel vitamin eksikliklerinin tespiti ve değiştirilmesi, varsa osteoporozun tedavisi ve komplikasyon durumunda erken teşhis (rejime uyumu zayıf olan hastalarda lenfoma riski artar) Hastalar dikkatli yemek yeseler bile kasıtsız gluten maruziyeti yine de meydana gelebilir. Glutensiz beslenmenin ötesinde dikkat edilmesi gereken şeyler var. Marketten yiyecek alırken gluten olup olmadığına bakılmalıdır. Tahta kaşıkları ve ekmek tahtalarını ne kadar yıkarsanız yıkayın, gluten onlara yapışabilir. Bu nedenle ahşap dışında malzemeler tercih edilmelidir. Ruj, şampuan, dudak nemlendiricisi, krem, vücut losyonu şeklindeki ürünleri satın alırken gluten içerip içermediğine bakılmalıdır.

Çölyak hastalığı olan kişilerin hayatları boyunca glutensiz beslenmeleri gerekir. Diyet; Arpa, buğday, çavdar ve yulaf olmamalıdır. Galeta unuyla kızartılmış tavuk ve balık gibi et ürünleri, maltlı içecekler, gluten olan hazır çorbalar, köfte ve ekmek karışımları gibi hazır çeşni çeşitleri, sirke, pudingler, sakız, ketçap, mayonez gibi gluten içeren gıdalar ve dondurma tüketilmemelidir. Marketten ürün alırken ürün etiketini dikkatlice kontrol edin. Dışarıda yemek yerken seçici olunmalı. Mısır unu ve pirinç yenilebilir. Tüm sebze, meyve, baklagiller, saf katı ve sıvı yağlarla birlikte bal, reçel, zeytin, et, balık, tavuk, kestane unu, nohut unu, soya unu, baharatlar, ev yapımı lezzetlerin tamamı glutensizdir. Çölyak hastalığına yönelik bir beslenme planı oluşturmak için kayıtlı bir diyetisyenin yardımını almak, istenmeyen maruziyetlerin önlenmesinde ve yeterli kalori ve vitamin alımının ayarlanmasında yardımcı olacaktır.

Glutensiz beslenmeyle ince bağırsakta oluşan hasarın onarılması ve hastalığın belirtilerinin iyileştirilmesi mümkün olduğundan, çok dikkatli olmak ve diyete uymak gerekir."