DOLAR
34,09 0,02%
EURO
38,04 0,04%
ALTIN
2.874,38 0,03%
BITCOIN
2.148.448,35 -0,3%

Kış çaylarını böyle içenler mutlaka okusun! Hastalanmayım derken sağlığınızdan olabilirsiniz

Prof. Dr. Ekrem Sezik bitki çayları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kış ayının girmesiyle grip, soğuk algınlığı olmamak için vatandaşlar bitki çaylarını tüketmektedir. Aktarlarda satılan bitki çaylarında bakteri olduğunu söyleyen Sezik 'in önemli açıklamaları haberimiz de yer almaktadır. İşte ayrıntılar.

Yayın Tarihi: 25.11.2023 13:04
Güncelleme Tarihi: 25.11.2023 13:04

Kış çaylarını böyle içenler mutlaka okusun! Hastalanmayım derken sağlığınızdan olabilirsiniz

Prof. Dr. Ekrem Sezik yaptığı açıklamada, 'Aktarlar sinirlenecek fakat bitkisel çaylar her türlü kontrol edilse bile çuvalın içinde açıkta durmaktadır. Bu da dışarıdan mikrop bulaşabilir ve böcekler çuvalın içinde gezebilir.'

BTKİ ÇAYI

Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, aktarlarda satılan hiçbir çayın kalite kontrol ve analizinin olmadığını belirterek, şöyle konuştu: " Aktarlar kızgın ama sattıkları bitki çayları her bakımdan kontrol edilmesine rağmen hala çuvalda duruyor. Bakteriler dışarıdan bulaşabilir, böcekler içeriye girebilir' dedi.

Kış mevsimi yaklaşırken bağışıklığı güçlendiren kış çaylarının tüketimi, hazırlanışı ve hijyeni hakkında AA muhabirine konuşan Sezik, "Kış çayları içtim, kışı hastalanmadan atlatabilirim" böyle bir algının doğru olmadığını söyledi.

Sezik, kış çaylarının bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidanlar içerdiğini, kışın ise ıhlamur, kuşburnu, adaçayı gibi çayların içilmesinin faydalı olduğunu belirtti.

Ama aktarlar ve internette şöyle diyor: "Bu çayı içersen seni böyle korur." Bu tür açıklamaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Prof. Dr. Sezik şunları söyledi:

"Bir antioksidan bağışıklık sisteminizi harekete geçirir. Ihlamur örneğin soğuk algınlığına ve gribe iyi gelir. Bunun da bilimsel bir temeli var. Ihlamur soğuk algınlığı semptomlarını azaltır ve rahatlama sağlar. Bir diğer faydalı çay ise adaçayıdır. Çay olarak içilmesi veya günde birkaç kez gargara yapılması, boğazda soğuk algınlığı ve gribe neden olan mikroorganizmaların üremesini durdurur. Ancak gargaradan sonra bir saat boyunca hiçbir şey yiyip içmemelisiniz.''

'KIŞIN GÜNDE 3-5 KUPA YEŞİL ÇAY TÜKETİLMELİ'

Yeşil çayın faydalarına dikkat çeken Sezik, şöyle konuştu: "Vücudunuzu daha dayanıklı hale getirmenin en ucuz ve kolay yolu yeşil çay içmektir. Günde 3-5 bardak yeşil çay içerseniz yeterli miktarda antioksidan almış olursunuz. Siyah çay aynı zamanda antioksidanlara da sahip, bu da onun çok iyi olduğu anlamına geliyor." ancak fermantasyon sürecinden geçtikçe antioksidan miktarı önemli ölçüde azalır. Soğuk algınlığınız veya gribiniz varsa adaçayı ve ıhlamur içmelisiniz' dedi.

Adaçayı ve ıhlamurun buğu yapmanın burun tıkanıklığını giderdiğini ve hastalığa neden olan mikroorganizmaların üremesini azalttığını belirten Sezik, bitki çaylarının kaliteli olması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Sezik, bitki çaylarının şifalı bitkiler satan yerlerde satılmasının olumsuzluk yarattığını belirterek, ilgili mevzuat henüz tamamlanmadığı için bitki çaylarının eczaneler yerine aktarlarda satıldığını söyledi.

'TIBBİ BİTKİSEL ÇAYLAR İLAÇ GİBİ ECZANELERDE SATILMALI'

Sezik, mevzuat tamamlandığında eczanelerde 60'a yakın reçeteli bitkinin satılacağını vurguladı.

"Hazırlanan bu mevzuat tamamlandığında hijyenik bir şekilde hazırlanıp eczanelerde pestisit, ağır metal kalıntısı veya mikroorganizma içermeyen bitkisel preparatlar olarak satışa sunulacak. Mikrobiyal organizmaların büyümesi sonucu ortaya çıkan aflatoksin kanserojen özelliğe sahip. Aktarlarda her şey kontrol edilmesine rağmen çuvallarda duruyor. Bakteriler dışarıdan bulaşabilir, böcekler içeriye girebilir.'

Sezik, 1984 yılında eczanelerde bitki çaylarının ilaç olarak satılması ve bitki üreticilerine bitki çaylarının dayatılması girişiminde bulunulduğunu, bitkisel üreticilerin Sağlık Bakanlığı'nın denetimine alındığını ve sattıkları ürünlerin denetlendiğini hatırlattı.

Bu kontrollerin daha sonra gevşetilerek bugünkü haline getirildiğini söyleyen Sezik, Aktar kelimesinin anlamı baharat ve güzel koku satan dükkan' anlamına geliyor ama eczanelerde bitki çaylar bulunmadığından aktarlar satıyordu. İnsanlar aktarlara gidip “Soğuk algınlığına ne iyi gelir? "" diye sorar ve aktarlar ise "Bu otu al, şu otu iç" derdi. Mevzuat yürürlüğe girdiğinde halk eczanelere giderek hijyenik olarak üretilmiş, daha sağlıklı şifalı otlar satın alabilecek. Aktarlar yalnızca baharat ve gıda kalitesinde ürünler satmalı.'

'ZAYIFLATAN OT YOK'

Zayıflama çaylarıyla ilgili yaygın yanılgılara değinen Sezik, şöyle konuştu: "Kilo vermek için bitkisel ot içmek diye bir şey yok. 'O otu içtim kilo verdim' diye bir şey yok. Aynı şey cinsel gücü arttırdı iddia edenler için de geçerli.

Sezik, bitki çayı poşetlerinde kullanılan filtre kağıtlarının bazılarının iddiasının aksine zararlı olmadığını, Uzakdoğu'da yetiştirilen bir muz türünün yapraklarından elde edildiğini ve sağlığa zararlı olmadığını belirtti. Sezik, bir diğer toplumsal sorun olan kabızlıkla ilgili tezlere dikkat çekerek, kabızlıktan korunmak için öncelikle yüksek lifli besinler tüketilmesi gerektiğini belirtti.