DOLAR
34,11 -0,29%
EURO
38,04 0,03%
ALTIN
2.864,51 -1,34%
BITCOIN
2.155.052,16 -0,17%

Uykuları zehir ediyor! Erkeklerin neden horladığı ortaya çıktı

Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal, horlamanın sadece sosyal bir sorun olmaktan öte, insan sağlığını önemli ölçüde tehdit edebilecek bir durum olduğunu belirtiyor. Horlamanın tedavi edilmediği durumlarda yaşam kalitesinde ciddi kayıplara yol açabileceğini vurgulayan Baykal, konu hakkında önemli bilgiler paylaştı. İşte tüm detaylar...

Yayın Tarihi: 20.12.2023 20:48
Güncelleme Tarihi: 20.12.2023 20:48

Uykuları zehir ediyor! Erkeklerin neden horladığı ortaya çıktı

Solunum esnasında yutak ve geniz boşluğundaki daralmadan kaynaklanan gürültülü bir ses olan horlama, genellikle yumuşak dokuların titreşimiyle meydana gelir. Bu durum, havanın bu daralmış bölgelerden geçerken çevredeki dokuları titreştirmesiyle ortaya çıkar. Horlamanın cinsiyetlere göre farklılık gösterdiğini belirten uzmanlar, kadın ve erkek anatomisinin bu durumu etkileyen faktörler olduğunu ifade ediyor.

Kadınlarda vücut yağlanmasının genellikle kalça bölgesinde yoğunlaştığını, erkeklerde ise bu yağlanmanın boyun ve karın çevresinde daha belirgin olduğunu belirten uzmanlar, bu durumun erkeklerde horlamaya daha fazla eğilim yarattığını açıklıyor. Erkeklerde boyun ve karın bölgesindeki yağlanma, solunum yollarını etkileyerek horlamaya zemin oluşturabilir.

Uykuda nefes kesilmesinin olmadığı durumdaki basit horlamanın genellikle kişiye zarar vermediğini belirten uzmanlar, ancak bu durumun eşlik ettiği belirtiler varsa ciddiye alınması gerektiğini ifade ediyor. Uykusuzluk, güne sarkan sersemlik hissi, yorgunluk ve konsantrasyon kaybı gibi şikayetlerin varlığında horlamanın bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Basit horlamanın tedavisinin, altında yatan nedenlere yönelik olduğunu belirten uzmanlar, ilk aşamada kilo verme, sigara ve alkol tüketimini bırakma, düzenli egzersiz yapma ve yüksek yastıkla yatma gibi basit önlemlerin denenebileceğini belirtiyorlar. Ancak, horlamanın kaynağının burun tıkanıklığı veya yumuşak damak-dil kökenli bir sorun olduğu durumlarda, bu spesifik problemlerin ayrı olarak ele alınması ve tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.


İŞTE UYKU APNESİ TEDAVİSİNDE HIZLI VE ETKİLİ ADIMLAR

İŞTE UYKU APNESİ TEDAVİSİNDE HIZLI VE ETKİLİ ADIMLAR

 

Uyku apnesi, uykuda soluğun durması anlamına gelir ve bu nefes durmaları genellikle gece boyunca sıkça tekrarlanabilir. Uyku apnesi, genç erkeklerde %4 oranında görülürken, bu oran 60 yaş sonrasında erkeklerde %28'lere kadar yükselir. Risk faktörleri arasında kısa boylu olmak, şişmanlık ve göbek bölgesinde yağ birikimi, kısa boyun, büyük dil, yüksek sert damak, sarkık yumuşak damak, uzun küçük dil, küçük ve geride çene yapısı, büyük bademcikler, burun etleri gibi anatomik sorunlar öne çıkar.

Uyku kalitesindeki bozukluklar, birçok olumsuz belirtiye neden olabilir ve bu durumun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu belirtiler arasında, kişinin sabahları dinlenmiş hissetmemesi, sürekli yorgunluk ve halsizlik, gün içinde sık uyuklama eğilimi gibi durumlar bulunmaktadır. Ayrıca, uykuda solunum problemleri yaşayan bireylerde görülen belirtiler arasında şiddetli ağız kuruluğu, başağrısı, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, gece terlemeleri ve cinsel istekte azalma (erkekte iktidarsızlık) bulunmaktadır.

Uyku sırasında meydana gelen nefes durmalarının, hayati organlara, özellikle kalp ve beyine, yeterli oksijen gitmesini engelleyebileceği belirtiliyor. Bu durum, kalp krizi ve özellikle gece gelişen inme (felç) riskini artırabilir. Ayrıca, uykudaki nefes durmalarının kalp atımında düzensizliklere, hatta ilerlemiş vakalarda kısa süreli durmalara neden olabileceği ve bu durumun nabız hızında ve kan basıncında yükselmelere yol açabileceği ifade ediliyor.

Uyku apnesi şüphesi durumunda, tanının kesinleştirilmesi ve hastalığın şiddetinin belirlenmesi için uyku testinin zorunlu olduğu vurgulanmaktadır. Bu test, uyku laboratuvarlarında gerçekleştirilen bir gece boyunca süren kapsamlı bir uyku incelemesini içerir. Uyku testi sırasında birçok parametre kaydedilir ve bu veriler uzmanlar tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilir.

Uyku laboratuvarlarında yapılan inceleme, hastanın uyanık ve uykuda olduğu zamanları, uyku döngülerini ve bu dönemlerin gece içindeki oranlarını belirlemek amacıyla bir dizi detaylı ölçümü içerir. Bu süreçte kullanılan çeşitli kayıt yöntemleri, hastanın uyku aktivitelerini ayrıntılı bir şekilde analiz etmek için tasarlanmıştır.

Uyku apnesi tedavisinde ilk adım olarak, kişinin sosyal alışkanlıklarının kontrol altına alınması gereklidir. Bu kapsamda, sigara ve alkol gibi olumsuz etkileri olan alışkanlıklardan uzak durulması, kilo verme ve düzenli egzersiz yapılması önerilmektedir. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, uyku apnesi belirtilerini azaltabilir ve tedavi sürecine olumlu katkı sağlayabilir.

Cerrahi tedavinin başarısı, doğru hastada ve doğru ameliyatın yapıldığı durumlarda mümkündür. Özellikle burun tıkanıklığına neden olan sorunlar varsa, burun kemiği eğriliği veya burun eti büyüklüğü gibi durumlar cerrahi müdahale ile düzeltilmelidir. Dil kökü ve yumuşak damak sorunları olan hastalarda ise daha dikkatli bir cerrahi yaklaşım gerekebilir.

Cerrahi tedavi yöntemleri arasında sıkça tercih edileni, üst solunum yolundaki yumuşak dokuların azaltılmasını ve gerginleştirilmesini amaçlayan UPPP ameliyatıdır (uvulo-palato-farengo-plasti). Bu ameliyat, bademcikler, küçük dil ve yumuşak damak gibi bölgelerdeki dokuların fazlalıklarını düzeltmeyi hedefler. Ancak, bu yöntem her zaman kesin sonuç vermeyebilir ve zamanla horlama ve apne sorunlarının tekrar ortaya çıkma riski bulunabilir. Bu nedenle, bu tür cerrahi müdahalelerin seçilmiş hastalarda uygulanması önerilir.

 

UZMANLARDAN UYARI: UYKU APNESİ BELİRTİLERİ YAŞANIYORSA GEÇ KALMADAN TEDAVİ EDİLMELİ

UZMANLARDAN UYARI: UYKU APNESİ BELİRTİLERİ YAŞANIYORSA GEÇ KALMADAN TEDAVİ EDİLMELİ

Uyku apnesi olan bir bireyde kandaki oksijen miktarının azalması, sadece uykusuzluk ve yorgunluğa neden olmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu durum, kalp-dolaşım sistemi ve beyinle ilgili hayati önem taşıyan bölgelere yeterli miktarda temiz kan gitmediği anlamına gelir.

Uykuda solunumun durması veya azalması, oksijen seviyelerinin düşmesine yol açar. Bu durum uzun vadede çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle düzensiz solunumun sebep olduğu oksijen eksikliği, kalp krizi, ani felç, hipertansiyon, cinsel fonksiyon bozuklukları ve hatta obezite gibi bir dizi ciddi hastalığın riskini artırabilir.

Bu nedenle, eğer uyku apnesi şüphesi varsa, tanının gecikmeden konulması ve uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi önemlidir. Uyku apnesi tedavisi, genellikle pozitif hava basıncı (CPAP) cihazları, ağız içi cihazlar veya cerrahi müdahaleleri içerebilir. Uygun tedavi, hastanın yaşam kalitesini artırabilir, ciddi sağlık sorunlarını önleyebilir ve genel sağlığı iyileştirebilir. Bu nedenle, uyku apnesi belirtileri yaşayan bireylerin bir sağlık profesyoneliyle iletişime geçmeleri ve gerekli testleri yaptırmaları önemlidir.