Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İşte Koç'un açıklamalarından öne çıkanlar:
Rakip Takımın Söylemleri: Koç, rakip takımın son dönemde ortaya koyduğu "deli saçması söylemler" ve yapılan iddialar hakkında açıklamalarda bulundu. Rakip takımın, Fenerbahçe'yi kışkırtarak suç işlediğini ve sportif rekabeti düşürdüğünü ifade etti.
Sportif Rekabet ve Transferlerde Algı Oluşturma: Ali Koç, rakip takımın sportif rekabet ve transferlerde algı oluşturarak hak, hukuk ve vicdan tanımadığını dile getirdi. Ayrıca, rakiplerin baskı altında tutmak için hakemleri ve TFF'nin kurullarını manipüle ettiğini iddia etti.
TFF ve Galatasaray İlişkisi: TFF'nin Galatasaray'a yönelik tutumunu sorgulayan Koç, Galatasaray'ın TFF'ye siper olarak kullandığını ve çeşitli zamanlarda TFF'yi istifaya davet ettiğini belirtti.
Yabancı Hakem İstemi: Fenerbahçe Başkanı, Türk futbolundaki adaletsizlikleri ve hakem hatalarını gidermek için yabancı hakem talebinde bulunulması gerektiğini savundu.
Transfer Politikaları ve Haksız Rekabet: Transferlerde yaşanan haksız rekabeti ve diğer kulüplerin oyuncularını ayartma yöntemlerini eleştiren Koç, bazı kulüplerin kul hakkı yediğini ve TFF'nin bu konuda gereken adımları atmamasını eleştirdi.
Medya ve İletişim Stratejisi: Koç, medya üzerinde baskı kurarak istenilen mesajların verilmesini sağladıklarını ve iletişim direktörlerinin gece yarısı mesaj atarak tehdit ettiğini ifade etti. Ayrıca, rakip takımın resmi ve taraftar hesaplarını senkronize bir şekilde kullandığını dile getirdi.
Hakem Atamaları ve Sahada Yaşananlar: Hakem atamaları konusunda TFF'nin belirli maçlara istedikleri hakemleri atadığını iddia eden Koç, Fenerbahçe maçlarında oyuncularının haksız faullere ve saldırılara maruz kaldığını belirtti.
"YAVUZ HIRSIZ, EV SAHİBİN BASTIRIR"
Carlos Vinicius... Ben böyle bir şey görmedim. Göz göze, kulak kulağa... Az kalsın dudak dudağa.. Kart yok, hiçbir şey yok. Bizim neredeyse İngilizce bilmeyen futbolcumuz "Aptalca" dedi diye atılıyor, burada hiçbir şey yok. Bakın ayrıca ne güzel atlıyorlar yere. Lucas Torreira nasıl basıyor, olacak iş değil. Haftaya derbide olmaması lazımdı. Wilfired Zaha'ya kart bile çıkmadı, iki bacağına birden... Kart yok, kart!
Malum takım başkanı, bu maç yaşanmamış gibi Kasımpaşa maçımızı konuştu. Ondan önce Jayden Osterwolde var. Bu olacak iş değil. Yavuz hırsız, ev sahibin bastırır misali.
"KARTLARDAKİ ADALETSİZLİK"
Kartlardaki çifte standart, bu sene zirve yapmıştır. Bu durum bütün ligi etkilemektedir. 59 faul, 15 kart aldık. Onlar 62 faul yapmış, 4 kart almış. Bu ortamda rekabet ne kadar güç, anlıyor musunuz? Pendikspor maçında hakem ikinci yarı kendine geldi.
Biz 4 maçta, 59 faul yapmışız 15 kart almışız. Onlar, 62 faul yapmışlar, 4 kart almışlar. Galatasaray son 8 maçında 99 faul yapmış, 10 sarı kart görmüş. Biz 4 maçta, 59 faul, 15 sarı kart.
“BU ÇİFTE STANDARDI KİMSEYE ANLATAMAZSINIZ"
8 kırmızı kart verilmeyen pozisyon.. Şampiyonluk yarışını bu kart standartsızlığı derinden etkiliyor. Fernando Muslera sarı kart görüyor ve hakemi alkışlıyor. Ama dokunulmaz. Antalyaspor maçında Kerem Aktürkoğlu'nun sarı kartı var, ikinci sarı kartla atılacak. Hoca uyanıyor ve oyundan alıyor. Hakim Ziyech, Rizespor maçında sarı kart görmüyor, 94. dakikada kart çıkıyor. Belki atılacaktı ve diğer maçta oynayamayacaktı. Hatayspor maçında Barış Alper Yılmaz dirsek attı. Trabzonspor maçında Lucas Torreira'nın faul ve itirazdan iki kart görmesi lazım. Antalyaspor maçında Carlos Vinicius... Yine aynı maçta Lucas Torreira'nın hareketi. Bilerek ve isteyerek basıyor. İnanabiliyor musunuz? Wilfired Zaha'nın Antalyaspor maçında faulü. Kısacası hakemler, şampiyonluk yarışındaki bir takımın en küçük hatasını ararken, diğer takımın kör göze parmak hareketlerini görmezden geliyorlar. Bu çifte standartı kimseye anlatamazsınız.
"ICARDI KAMUOYU BASKISI OLMASA SEVK EDİLEMEZDİ
"Mauro Icari kamuoyu baskısı olmasa, sevk edilmezdi. Tedbirsiz sevk edildi."
TFF'NİN VERDİĞİ CEZALAR
Bu sezon bize 9 Milyon, Galatasaray'a 6 Milyon 390 Bin TL. Biz itirazla 8 Milyon 946 Bin TL, onlara 4 Milyon 947 Bin TL.
"GALATASARAY İLE TFF ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ADINI KOYAMADIK"
Galatasaray ile TFF arasındaki ilişkinin adını koyamadık. TFF'de korundukları, bu kulübün zor anında TFF'nin imdatlarına yetiştiği ortadadır. Hakeme saldırı sonrası TFF 1. Lig'de maçlar kaydırıldı, Süper Lig'de sadece o haftanın maçları ertelendi. Bu niye önemli? Bu bazılarına avantaj, bazılarına dezavantaj sağlar. Hava şartları, cezalı sporcular, takımların seyahat süreleri... Tesadüf olabilir, bilerek de olabilir... Sorduk ama cevap alamadık. Süper Lig'e başka muamele yapılması, rakibimizin lehine şartlar oluşturdu.
"TFF BAŞKANI MEHMET BÜYÜKEKŞİ, DEVLET YETKİLİLERİNE BİZİ İŞARET ETMİŞ"
Suudi Arabistan'da konusunda bir anormallik var. Fenerbahçe'nin sorumlu tutulması, bizi rahatsız ediyor. Devletimize çağrıda bulunduk ama herhalde onlar konuyu önemli bulaşmıyor. Biz araştırdık, neden hep biz? Neden bizi ve beni hedefe koydular. Araştırma sonucu istemediğimiz bir şeyle karşılaştık. Meğer TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, devlet yetkililerine bizi işaret etmiş. Uğur Dündar'ın saat 16:00'daki açıklamasının krize sebep olduğunu devlet yetkililerine aktarmış. Ben de kendisine sordum. Oradakiler 'bana öyle sordular. Ben de 'Evet' dedim." cevabını verdi. Soranlar kim? Bakan seviyesi mi, başka seviye mi? "Peki dedim sayın başkan, rakibin Genel Sekreteri'nin Uğur Bey'den önce İstiklal Marşı'na izin verilmediğini söylemesini yetkililere aktardınız mı?" şeklinde sorum. "O tweet'ten haberim yok" dedi. Onların attığı tweet, bütün krizi tetikledi. Nevzat Dindar, Uğur Bey'in tweet'inden önce Eray Yazgan'a ulaştığını ve 'İstiklal Marşı okunmazsa sahaya çıkmıyoruz" dediğini aktardı. Bu durum bile kollandıklarını ortaya seriyor.
“DEVLETİMİZİN BU KONUYU ARAŞTIRMASINI İSTİYORUZ”
Sebep oldukları rezaleti, Fenerbahçe üzerine yıkmaya çalışmakla Türk futbolunu yönetiyorlar. Gerisini siz düşünün. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, devletimizin bu konuyu araştırmasını istiyoruz.
“MALUM KULÜP, HER SENE BÖYLE 3-4 MAÇ KAZANIYOR. OFSAYTIMSI GİBİ BUNLAR UNUTULUYOR”
Galatasaray - Antalyaspor maçı penaltı itirazı... Bir konudan 20 kişi haberdarsa, o konu gizli kalamaz. İddia şu, Abdülkadir Bitigen Galatasaray maçında verdiği penaltıyı, haftalık eğitimde yanlış karar olarak değerlendiriyor. İddia bu. Araştırdık, 1 Mart Cuma günü saat 15:00'te hakemleri Hugh Dallas ve TFF Başkanı'nın katıldığı toplantı yapılıyor.. TFF Başkanı Tolga Özkalfa ile ilgili görüşlerini anlatıyor. İstifa etmediğini ve görevden alındığını belirterek ayrılıyor. Hugh Dallas, Abülkadir Bitigen'e veridiği penaltıyla ilgili görüşünü soruyor. Hakemler hayrete düşüyor. Penaltı kararını yanlış verdiğini herkesin önünde itiraf ediyor. VAR çağırıyor ve izliyor, penaltı çalıyor. Sonra da penaltının yanlış olduğunu itiraf ediyor. Peki şampiyonluk yarışına bu kararın etkisi ne olacak? Malum kulüp, her sene böyle 3-4 maç kazanıyor. Ofsaytımsı gibi bunlar unutuluyor. Siz de puan kaybedersiniz "Ya siz de puan kaybetmeseydiniz" derler.
“ABDÜLKADİR BİTİGEN OLAYININ KAYITLARININ AÇIKLANMASINI İSTİYORUZ”
TFF Başkanı'na Abdülkadir Bitigen olayını sordum. Böyle bir toplantı olmadığını söyledi. Bilerek kendisinin katıldığını söylemedim. Halbuki kendisi de katılmış. Biz nasıl mücadele edeceğiz. Bu kayıtlar TFF'nin elinde var ve açıklanmasını istiyoruz.
“TFF İLE MAHKEMELİĞİZ, HER TÜRLÜ ŞARK KURNAZLIĞI YAPIYORLAR"
Gelelim FETÖ konusuna... En kuvvetli oldukları dönemde ilk baş kaldıran ve diz çöktüren Fenerbahçe'dir. Bunlarla mücadeleyi biz başlattık. Başkanımız "Ne şikesi, memleket elden gidiyor" dedi. İnanmadınız, sulandırdınız. Sonra olanları gördünüz. Maddi ve manevi zarar yaşadık. Sonrasında takım otobüsümüz kurşunlandı. Buna rağmen bu terör örgütüne, ilk kurban edilen tek takım Fenerbahçe. Bunun helalleşmesi olmadı. TFF ile mahkemeliğiz, her türlü şark kurnazlığı yapıyorlar."
“ER MEYDANINA ÇIKMA TEKLİFİMİZ HALA GEÇERLİ”
Arkalarında hangi güç varsa, neye güveniyorlarsa bu davranışlarını her hafta yapıyorlar. Sonrasında mağduru oynuyorlar. Hatırlatıyorum, er meydanına çıkma teklifimiz hala geçerli. Çünkü siz bizim önümüzde söyleyemeyeceğiniz şeyler söylüyorsunuz.
Ercan Güven, FETÖ ile ilişkiyi mükemmel anlatmış. Yazının başlığı "Ağzınızdan çıkanı önce kulağınız duyacak." Yazıda "Söz konusu örgütün maskesi düşmediği dönemde, futboldaki vitrini haline getirdiği yıldızları kendilerine çalışan kanaat önderi haline getirdiği gibi, 15 Temmuz'dan sonra bu isimleri kulüpten atmaktan bile zorlandılar." demiş. Biz de bunu somutlaştıralım. Fenerbahçe'ye saldırmak pahasına, devletin FETÖ ile mücadelesi zayıflatmak adına FETÖ seviciliği yapmaktır. Bunu aklınıza sokun. Örgütün 3 Temmuz'u kumpas olarak görmeyenlere soruyorum, o halde 17-25 Aralık, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve birçok FETÖ kumpası hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin anlayışınıza göre bunlar da meşru.
Gelelim gerçeklere, FETÖ'nün en çok sevdiği, gönül kurduğu kulüp, kendileri olmalarına rağmen... Hala kırmızı listede yer alan efsaneler... O dönem örgütün yılmaz savunucusu Rasim Ozan Kütahyalı'nın savunduğu Zekeriya Öz de bu kulübün üyesi. "3 Temmuz'da Fenerbahçe'yi yerle yeksan etmeseydik, Galatasaray'ın önü açılmazdı" diyen Kütahyalı'nın Galatasaraylı olması da tesadüf! Bunların adlarını ağzıma almaktan bile utanıyorum. Mehmet Baransu'nun da Galatasaraylı olması tesadüf! Dikkat edilmesi gereken, terörist başının kendi ağzından çıkan sözlerdir. "Dua ve himmetle ayağa kaldırdık" dediği kulüp biz değil. Haydi siz de 'Biz değiliz' deyin." Bu kulüp dışında hangi sözleri sarfetmiştir. Bizim için ise 'Fenerbahçe bize karşı sert bir tavır içerisinde.' Belki o yüzden oraya çökmüşlerdir."
Sayın Cumhurbaşkanımız, Yüksek Divan Kurulu'ndaki sözlerinde ve 3 Temmuz 2021'de yazdığı mektupta "Sürecin en canlı şahitlerinden ve mağdurlarından biri Fenerbahçe Spor Kulübü'dür. FETÖ'nün yargı marifetiyle Türk futbolu dizayn etme çabası, Fenerbahçe'nin dik duruşu ile gerçekleşmemiştir" demiştir. Bunların etkileri, futbolda hala devam etmektedir.
Son dönemde ülkemizde ilginç gelişmeler oluyor. 12 Şubat 2024'te elebaşının videosu yayınlandı. Bazı kesimler bunu diriliş videosu olarak lanse etti. Aynı gün FETÖ'den ihraç edilen hakim ve savcıların göreve geldiği Sabah Gazetesi'nde çıktı. Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli tepki gösterdi. Garip bir hava var. Ne tesadüfi Galatasaray bu süreçte ortaya çıkıp "Bu ateş üfleyerek sönmez" lafını gündeme getiriyor. Acaba Fenerbahçe'ye bu şekilde saldırmaya cesaret etmeniz, son dönemin cesareti mi?
Fenerbahçe'ye FETÖ konusunda çamur atacak en son kurumun başında siz gelirsiniz, Galatasaraylılar...
DURSUN ÖZBEK'E GÖNDERME
Rakibimizin atanmış başkanıyla ilgili düşüncelerimi paylaşacağım. Şunu kastediyoruz, Sayın Başkan birkaç kez niye üçüncü kez başkanlığa geldiği sorulduğunda "Sayın Cumhurbaşkanımız rica etti" dedi. Öğrendim, dışarıdan birkaç dokunuş olmuş. Son dönemde tenhada nasıl, umumide nasıl bir kişi olduğunu anlatacağım. Algı işleri bunların DNA'sında olduğu için gidecekleri yolun sınırı yoktur. İddia ettiği hayali koalisyonları tanımlarken, Çanakkale Savaşı'nda düşman güçlere karşı yapılan mücadeleye benzetiyor. Hadi oradan! Cesaret hap mı almış, yaşı itibariyle mi... Git 'Zaferin Rengi' filmini izle Sayın Başkan... Neyin, ne olduğunu daha iyi anlarsın.
Birkaç ay önce, Bayern Münih maçı günü veya bir gün önce.. Bir ziyaretçim vardı, telefonu çaldı ve arayan Dursun Özbek'ti. Acil görüşmek istediğini ve Gayrettepe'deki otelinde randevulaştılar. Ortak dostun anlattığına göre, Dursun Özbek orada kendisine "Ortam çok gerildi. Bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çıkıyor" demiş. "Kulüpler Birliği'nde tek dostluk yapacağım kişi Ali Bey'dir. Ortam çok gerildi, istenmedik olaylar yaşanabilir. Ali Bey ile kimsenin bilmediği bir ortamda buluşup yol haritası çizmek isterim. TFF Başkanı, bizi birbirimize düşürüp, keyifle izliyor. Kendisi seviyesiz bir adam. Hatta geçen gün Ali Bey ile bana aynı anda toplantı saati verip, bizi aynı masaya oturtarak gereksiz tartışma çıkmasına vesile oldu. Biz tartışırken, TFF Başkanı koltuğunu çizip gülerek izliyordu." Burası doğru oldu bu olay. "Bende o an bütün taşlar oturdu. Ali Bey'in, benim veya istersen senin evinde oturup konuşmak istiyorum. Zaten bizim birbirimizle problemimiz yok. Bunlara karşı mücadele edelim. Ali Bey ile konuş, bu hepimiz için iyi olacaktır. Lütfen bunu Ali Bey'e ilet." diyor. Görüşmede kendi camiası içinde kendine karşı kumpaslar kurulduğunu, seçim için arkasından çalışmalar yapıldığını ve yapılan paylaşımlardan kendisinin haberi olmadığını belirtiyor.Soru: "Bu savaşta Fenerbahçe'yi bırakacak mısınız, ayrılacak mısınız?"
Ali Koç: "Benim başkanlığa devam edip etmeyeceğim, gündem değil."
Soru: "Mehmet Ağar ortaya çıktı, Eyüpspor'un idmanına gitti. Mehmet Ağar da bu işin içinde olabilir mi? Çift bylocklu Mehmet Büyükekşi bu işin içerisinde mi? KAÇ TFF Başkanı'na mektup yazdınız ve cevap aldınız"
Ali Koç: "Mehmet Ağar'ın ne yaptığını bilmiyorum. Bylock keşke gerçek olmasaydı. Yazılı cevap almadım. TFF ile ilgili görüşlerimi daha önce de söyledim."
"FENERBAHÇE'NİN ÖNÜNE GEÇEBİLECEK GÜÇ YOK"
Soru: "Bu sistem Fenerbahçe'nin kupasını alırsa ne yapacaksınız?"
Ali Koç: "Bu yüksek ihtimal. Sadece 3 Temmuz'a odaklanmak doğru değil. Biz doğru bildiğimiz yolda mücadele edeceğiz. Bizim mücadelemizle yenemeyeceğimiz unsurlar varsa, bir yere kadar. O yüzden 3 Temmuz'a dönüş çağırısı yapıyorum. Fenerbahçe kenetlendiğinde önüne geçebilecek güç de yok. 3 Temmuz'dan sonra 1 kupa sportif rekabetle anlatılamaz."
28 ŞAMPİYONLUK MESELESİ
Soru: "28 şampiyonlukla ilgili temaslar ne durumda?"
Ali Koç: "Türk futbolu son 25 senede sportif dinamiklerden kopartıldı. Belli bir güç odağı futbolu dizayn ediyor. Bu tam ne, ben de bilmiyorum. Türk futbolunu rehin almış bir şebeke var. Bunlar FETÖ mü, başkası mı? Bilmiyorum. Türk futbolunda devrim yapılmalı. Türk futbolu bitmiş. Baştan aşağıya bir devrim yapılmalı. 3-5 sene UEFA ile anlaşalım ve hakemleri yollamayalım. Bu hakem düzeninde ellerinde en büyük koz, FIFA kokartı taktıkları hakemler. Onların şarkısını söyleyene kokart takıyorlar. Yine oldu, bir alt kategoriye düşürdüler. Düşürülenler sitemin parçası değil. Her anlamda devrim yapılmalı, önce hakemler. Tekonoloji geliyor, hakemler geri gidiyor. 28 şmpiyonluk da kayırmanın bir ürünü. O zaman 3 puan öncesini de saymayalım. Bugünkü TFF ile üç senedir bu konuyu kovalıyoruz. 10 ay geçti, bir arpa boyu ilerleme yok. Olumlu veya olumsuz sonuç ortaya çıksın. Öncelikleri değil."
Soru: "Daha önce 'Bu sezon fıtratımızda olmayan şeyler yapacağız' dediniz. Böyle bir şey yaptınız mı?"
Ali Koç: "Bu toplantı mesela benim fıtratımda olan bir şey değil. Bu seviyeye inmek durumunda kalmam."